Kendini Denizin Dalgalarına Bırakan Kadın
Abone Ol 

Kendini Denizin Dalgalarına Bırakan Kadın

Sizlere “Kendini Denizin Dalgalarına Bırakan Kadın” dan sevgili Elnaz’dan bahsetmek istiyorum. Kendisi İranlı ve eşiyle birlikte Türkiye’de yaşamaya karar vermişler. Kendisi çok güzel bir sanata gönül vermiş ve kadının gücünü bir kez daha kanıtlamış. Elnaz’la güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Umarım sizlere de hitap edebilmişizdir. Keyifli okumalar dilerim. -Sevgili Elnaz bize kısaca hayatından bahseder misin ? […]

Sizlere “Kendini Denizin Dalgalarına Bırakan Kadın” dan sevgili Elnaz’dan bahsetmek istiyorum. Kendisi İranlı ve eşiyle birlikte Türkiye’de yaşamaya karar vermişler. Kendisi çok güzel bir sanata gönül vermiş ve kadının gücünü bir kez daha kanıtlamış. Elnaz’la güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Umarım sizlere de hitap edebilmişizdir. Keyifli okumalar dilerim.

-Sevgili Elnaz bize kısaca hayatından bahseder misin ?

-Ben Elnaz Vahedparast. 29 Yaşındayım ve Iran’da doğdum. Eşimin işi sebebiyle birçok ülkeye seyahat etme şansım oldu. Bir kız ve erkek kardeşim ailemle birlikte İran da yaşıyorlar.

-Türkiye’de yaşamaya nasıl karar verdiniz ve neden Çorlu’yu tercih ettiniz?

-Öncelikle belirtmeliyim ki aklımızda Türkiye’de yaşamak hiç yoktu. Bazı nedenlerden dolayı yaşam biçimimizin gelişimi açısından Kanada yada Avrupa da yaşamaya karar verdik. Fakat Kanada ailelerimiz için çok uzak olacaktı. Üstelik Amerika’nın yaptırımları da İranlılar için çok sıkıydı. Sonra İsveçte Lulea Üniversitesinde eğitimim için bir şans oluştu .Fakat Lulea kenti Avrupa’nın en soğuk kentlerinden biriydi ve çok kasvetli bir şehirdi. Soğuk havadan hiç hoşlanmadığım için bu şehre hiç alışamadım ve 2 haftadan kısa bir sürede depresyona girdim.

Sonuç olarak eşimin Türkiye’de iyi arkadaşları vardı üstelik İran ve Türkiye iyi ilişkilere sahip ülkeler ve benzer kültürler olduğu için buraya gelmeye karar verdik. Önce Ankara’da yaşamak istedik ama büyük şehrin kalabalığından ve trafiğin yoğunluğundan uzak kalmak adına daha küçük bir yer tercih etmek istedik ve eşimin bir arkadaşı vasıtasıyla Çorluya yerleştik. Neden Çorlu sorusuna şöyle cevap vermek isterim. Bizde şöyle denir: ‘Rüzgârda kalmalısın,denizin dalgaları seni yeni evine götürecektir. ’Tanrı bana ve eşime burada farklılıklar yaratmamız için bir şans verdi diyebilirim.

-Başka bir ülkede yaşamak nasıl bir duygu?

-Güçlü ve esnek bir aile olduğumuzu düşünüyorum. Eşim işinde çok başarılı ve donanımlıdır. Dünyanın neresine gidersek gidelim başarılı olacağımıza inanıyorum. Yeterki güzel hava ,güzel insanlar ve barış içinde bir ülkede olalım. Ve biz burada hepsine sahibiz.

-Gerçek mesleğin nedir? Çünkü biliyorum ki sanatçı bir kişiliğin daha var.

-Üniversite eğitim alanım Finans ve Bankacılık Ekonomisi üzerine. Bu mesleği çok sürdüremedim, çünkü sürekli sahada fizibilite çalışması yapmak gerekiyordu. Senin de dediğin gibi eğitimli bir kadın olmamın yanı sıra birde ahşap kakma sanatı ile ilgileniyorum.2007 yılından beri bu sanat aynı zamanda işim de oldu.

-İran’da yaşamak zor mu?

-Politik şeyler hakkında konuşmak istemiyorum, ama sosyal medyadan ve bağımsız dergi ve gazetelerden araştırarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Bunun dışında buradayım ve mutluyum ama Irandaki hayatımı da özlüyorum. Eğer geçmişinizi unutursanız geleceğinizi inşa edemezsiniz.

-İran’la Türkiye arasındaki benzerlikler ve farklılıklar nelerdir?

-Benzerlikler:Kültür,kibarlık,mutluluk,aile ilişkileri ve misafirperverlik

Farklılıklar:İranın petrolü,Türkiyenin turizmi var.İranın insana ihtiyacı yok çünkü petrol var.Türkiyenin daha fazla turist çekmek ve endüstrisini geliştirmek için insana ihtiyacı var.

Kendini Denizin Dalgalarına Bırakan Kadın Seni ne mutlu eder?

-Ben ahşap kakma sanatçısıyım ve öğrencilerim var. İsterim ki öğrencilerim güzel eserler çıkarabilsin ve sonucunda kazanç oluşturabilsin…Buradaki eğitim kurumları yasalardan ötürü bünyelerinde çalışamayacağımı ya da eğitmenlik yapamayacağımı söylediler. Şu açık ki eğer Türk sanatçı olsaydım bu yeni sanatı getiremezdim. Atatürk’ün bu ülke için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Ben de bir Atatürk portresi yapmak istiyorum. Öğrencilerimin de yaptığı eserler olacaktır. Bir galeri açmak ve bu güzel eserleri orada paylaşmak en büyük hayalimdir… İşte o zaman mutluluk kelimesi benim için bir anlam ifade edecektir.

-Hayattan beklentiniz nedir?

-Her yer ve herkes için huzur ve barış diliyorum. Yeterli paraya sahip olursam, fakir ülkelere gidip bu sanatı oradaki insanlara öğretmek istiyorum. Onlar için bir umut olabilme ihtimali bile çok güzel… Hayata bir katkım olsun istiyorum.

-Kadınlar günü senin için ve İran için ne anlama geliyor?

-İran’da, dünya çapında kutlanan anneler gününü Hz Muhammed’in kızının doğum günü olarak değiştirdiler. Aslında bilmeliyiz ki dünyada birçok başarılı kadın var ve aslında her gün anneler ve kadınlar günü olmalıdır… Kadınlar günü bana göre, kibarlık/nezaket günüdür.

-Kadınların hak ettikleri değeri gördüğüne inanıyor musun ?

-Maalesef hayır …Hala kadınların güvensizliği ve zayıflıklarıyla ilgili bazı haksız düşünceler mevcut. Bazı kadınlar başarılı olmanın yolunu buldu ama diğer kadınların yardıma ihtiyacı var.

-Türkiye’de bir kadın olarak nasıl hissediyorsun?

Saygı saygı saygı ….
Türkiye’de maalesef Arap ülkelerinden milyonlarca mülteci var. Bu insanlara hoş olmayan duygular beslenmesini anlayabiliyorum …Ama benim tek gördüğüm misafirperverlik ve saygı.
Umarım Türkiye’yi ,yeni nesil yetişen kadınların da yardımıyla Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden biri olarak görürüz. Ve inanıyorum ki çok yakında herkes Türkiye’de yaşamak ve çalışmak isteyecek…

Biriktirdiklerim adına röportajı gerçekleştiren Gamze Karahan Mekik ‘ e çok teşekkürler.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

5 yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM