Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu / Şermin Yaşar |
Şermin Yaşar’ın eşini kaybettikten sonra kaleminden çıkan on dokuz öyküden oluşan bir kitap Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu . Ruhun derinliğine işleyen, önce yüreğimde isimlendiremediğim buruk tadıyla, sonra ekşimsi ve gerçek tadın baş göstermesiyle kivi tadına bürünen bu güzel kitaptan bahsedeceğim size. Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu Konusu Kahramanımız, gittiği her cenazedeki küçük fotoğrafları atmaya kıyamayıp koleksiyon yapmaya başlıyor. […]
Şermin Yaşar’ın eşini kaybettikten sonra kaleminden çıkan on dokuz öyküden oluşan bir kitap Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu . Ruhun derinliğine işleyen, önce yüreğimde isimlendiremediğim buruk tadıyla, sonra ekşimsi ve gerçek tadın baş göstermesiyle kivi tadına bürünen bu güzel kitaptan bahsedeceğim size.
Kahramanımız, gittiği her cenazedeki küçük fotoğrafları atmaya kıyamayıp koleksiyon yapmaya başlıyor. Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu vefayı anlatıyor bize.
Cenazeye gittik, yakamıza Cemal Amca’nın fotoğrafını astılar. Törenden sonra arabaya bindik, yakamızda birer fotoğraf… O akşam oturdum ve Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu öykümü yazdım. Bitirince Nedim’e okudum. Sevdiği kadını toprağa verdikten sonra onun yaka fotoğrafını saklayarak cenaze yaka fotoğrafları koleksiyonu yapan bir adamın öyküsü. Şöyle bitiyor. “Reyhan Hanım’ı ilk cildin ikinci sayfasına koydum. Her vesikalık karşılıklı sayfalarda dört kişi yatıyor. Reyhan Hanım yalnız… Yapayalnız yatıyor. Vasiyetimdir, benim vesikalığımı Reyhan Hanım’ın karşı sayfasına koyacaksınız… Gün gelip birileri bu ciltleri incelediğinde bize bakacaklar ve tekrar kapatacaklar… Yanaklarımız birbirine değecek Reyhan Hanım’la… Dudaklarımız birbirine… Biri tekrar açana kadar öylece kalacağız huzur içinde…”
Nurşen, annesi tarafından kabul edilmemiş bir çocuk. Annesinin yaşadığı travma nedeniyle, suçu olmayan bir çocuğun neler hissettiğini içiniz burkularak okuyacaksınız.
Yalan Dünya, Fani Dünya ve İstiklal Madalyası adlı hikayeleri okurken düşünürken keyif alacaksınız.
Muzaffer Bey ve Büyük Düşmanında bu dünyanın gelip geçiciliğini, paranın bir amaç değil, araç olduğunu göreceksiniz.
Bir kaç hikayeden fikir edinmeniz için bahsetmek istedim.
Yukarıda bahsettiğim gibi Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu on dokuz hikayeden oluşuyor. İnanın hepsinde ayrı bir yaşanmışlık, ayrı bir tat var. Bazen içiniz burkuluyor, bazen bir bakıyorsunuz bunlar çok tanıdık geldi diyerek gülümsemeye başlıyorsunuz. Hüzün dolu hikayeler, bazen tek kişilik konuşmalar, geçmişe ait hikayeler. Aslında tüm hikayelerinde bizden, içimizden olaylar bulunuyor. Kalbi kırık insanlar, geride kalanlar, hüzün içeren anılar, ve daha nicesi… Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu adı bile çok şey ifade ediyor.
Yazarın diline gelince çok akıcı. Üslubu farklı, kitabın güzelliği de buradan geliyor. Samimi bir dil, anlatımın verdiği güzellikle birleşince, ortaya tadına doyulmaz bir eser çıkarmış.
Eve girdiğimde gözaltlarımda taşıdığım onar kiloluk torbaları kapının önüne bıraktım. Ellerimdeki yalnızlığı katlayıp montumun cebine sıkıştırdım. Prangalarımın sesini duyunca “ sen mi geldin?” Dedi annem. Dedim “ Bilmem ki anne, ben mi geldim?” …
Acıyı çekerken çekiyorsun, anlatırken gözyaşların senden önce konuşuyor. Yıllar içinde alışıyorsun, her geçen gün daha çok alışıyorsun. Bir zaman sonra başkasının hikâyesi gibi anlatmaya başlıyorsun, sanki sen yaşamamışsın, sanki sen çekmemişsin gibi.
Daha önceleri Reyhan Hanım’ı uzaktan seviyordum, onun haberi olmadan, ona belli etmeden, ona anlatmadan. Şimdi de aynı durumdayım. Tek fark ben ayaktayken, onun mezarda olmasıydı.
”Ölümü gör!” dedi annem. Annemin ölüsünü görmek istemiyorum. Hiç istemiyorum. Başa çıkamadığım tuhaf korkularım listesinde bir numaradaki yerini istikrarla koruyor bu korku.
Şunu biliyorum ki bu dünyada annen yoksa, anne olabilecek herkes ve her şey senin annen olsun istiyorsun.
Morg neden tek heceli kelime o gün anladım. İki heceli olsa çıkmaz insanın ağzından…
Anlıyordum ki fakirlik ve ucuzluk aynı şey; biri insana biri eşyaya mahsus; ikisi de sevilmiyor, ikisinde de tüm samimiyetine rağmen değersizleşiyorsun…
Hayat ne biriktirir bizim için?
“Açın ağzınızı, gönlünüzü, kalbinizi birbirinize, susmayın.” Şermin Yaşar
Şermin Yaşar kimdir okumak için tıklayınız.
güzel bir hikaye ve güzel bir tanıtım göçüp gidenler kitabı saygılar
Teşekkürler değerli yorumunuz için
Bende severek okumuştum 🙂
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu derin izler bırakan bir kitap.yeni kitaplarımızı keyifle okuyacağımız günler olsun 🙂
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu kitap analiziniz detaylı ve akılda kalıcı olmuş.Kaleminize sağlık…
Insanin okurken kendinden de izler buldugu hikayeleri seviyorum ?
Vefa dikkat çekilmesi gereken erdemlerdendir. Çok teşekkürler.
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu tanıtımı için teşekkür ederim. Anneler -sen mi geldin sorusunu ne zaman bırakırlar bilmiyorum ama onlar her zaman güzeller.
:)) anneler işte bırakmasınlar bu soruyu 🙂
Sermin Yaşar’ın Göçüp Gidenler Koleksiyonu kitabını duymuştum ama bir kaç cümlenin beni bu kadar etkileyebileceğini düşünmemiştim. Kesinlikle alıp okuyacağım bir kitap. Çok teşekkür ederim bu kitabı bize tanıttığın için.
Keyifli okumalar şimdiden
Cok duygusal ve dokunaklı bir yazı olmuş özellikle bu kısım Vasiyetimdir, benim vesikalığımı Reyhan Hanım’ın karşı sayfasına koyacaksınız burası çok fena olmuş etkiledi beni resmen. Sayın yazarım güzel yazınız için tsk ediyorum
Cok etkileyici bir hikayeydi . Okurken cok tuhaf oldum inanın.
Sadece şu satırları okuyarak bile oldukça etkilendim. Etkili, okumaya değer, insanın içine işleyen bir kitaba benziyor. Ayrıca daha önce Şermin Yaşar’ı hiç okumamıştım, ne yalan söyleyeyim adını da duymamıştım. Sayfanızı takip ettiğimden beri bu tip yeni yazarları öğrenme fırsatım da oluyor. İlk fırsatta okumak üzere listeme aldığım bir kitap oldu bu. Teşekkürler
çok teşekkürler güzel yorumunuz için . gerçekten yeni kişileri keşfetmek harika
[…] Şermin Yaşar’ın Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu adlı kitabının yorumu için tıklayınız. […]