Gerçek Dost
Abone Ol 

Gerçek Dost

Bundan yıllar önce ,yeni bir insanı tanımak, onu hayatıma almak çok zor gelirdi bana. Yanlışıyla, doğrusuyla, zaaflarıyla, korkularıyla, eksiklikleri, fazlalıklarıyla kabul etmek zor gelirdi. Dolayısıyla ”Etrafımdaki üç beş insan bana yeter, belli bir yaştan sonra artık yeni birileriyle can ciğer olacak halim yok ya.” der dururdum. Sonradan bu marazlı düşüncelerimin kaynağını yaşatarak idrak ettirdi Allah’ım […]

Bundan yıllar önce ,yeni bir insanı tanımak, onu hayatıma almak çok zor gelirdi bana. Yanlışıyla, doğrusuyla, zaaflarıyla, korkularıyla, eksiklikleri, fazlalıklarıyla kabul etmek zor gelirdi. Dolayısıyla ”Etrafımdaki üç beş insan bana yeter, belli bir yaştan sonra artık yeni birileriyle can ciğer olacak halim yok ya.” der dururdum. Sonradan bu marazlı düşüncelerimin kaynağını yaşatarak idrak ettirdi Allah’ım çok şükür. Ben şu zamana kadar dost ‘luğun ne olduğunu bilmiyormuşum ki.

“Dost”tan anladığım neymiş biliyor musunuz?

Ortak menfaat ve lezzetlerin elde edilmesinde birbirinin yardımına muhtaçlık, birine yakınlaştırmış çoğu zaman beni. Ne kadar acı değil mi! Buna dostluk mu denir! Menfaat ve lezzet açısından amaçlar gerçekleşmediği zaman, derhal boğuşmaya kızmaya başlayan insanlar arasındaki yakınlık sahte değil de nedir? Ayrıca bu yakınlık, nefsin sürekli değişimlerinin menşeisi olarak çok oynak ve değişkendir de değil mi? Nefsani lezzetler çok çabuk tükenmez mi? Dolayısıyla bunlara dayalı sevgi de o lezzetler tükendiğinde yok olup gitmez mi? İşte ”Bundan sonra artık birilerini hayatıma almak için tanımaya çabalayacak vaktim yok.” düşüncesinin temelinde, bu menfaate dayalı nefsi isteklerimin yattığını idrak ettirdi hayat bana çok şükür.

Dostluk nasıl oluyor peki?

Temelinde ne var Melda? Elbette sevgi.. Ama menfi bir sevgi değil, iman kaynaklı bir sevgi. O sevgi kesinlikle değişmeyen bir temele dayanıyor. Biliyor musunuz, iki yılda canım Allah’ım öyle güzel dostlar soktu ki hayatıma, yaşadıklarıma inanamıyorum. Ülkemin bir yerinde öğretmenlik yapan bir kardeşimden tutun da yine Ülkemin bir başka yerinde askerlik yapan başka bir kardeşimi katıyor hayatıma mesela.. ve daha bir sürü gönlü güzel insanla dost ediyor beni. Bu dostluklarda hevaya uyma, kuvvetlerin itişip kakışması, parçalanma, yok. Birbiriyle barışık ve uyumlu gönüller var. O’nun nimeti sayesinde kardeş oluyoruz, seviyoruz birbirimizi. Gönülden yaşanıyor her biri çok şükür. İki insan birbirine gönülden bağlanınca artık onlar birbirinden ayrı değil. Bedenleri birbirinden ayrı düşse hatta o bedenler hiç görüşmemiş olsa bile gönüller beraber olabiliyormuş. Yani yakın dost, ‘ayrı bedenlerde bir can’ imiş.

Ve son olarak canım Muhyiddin İbn Arabi der ki: ”İman ehli olmayan birinin samimi dost olması bir yana düşmanlık yapması daha yakın bir ihtimaldir. Bunun nedeni sevginin vahdetin gölgesi olmasıdır. Sevgi, zıtlıklar ve zulmet âleminde bulunan perdelenmişler arasında gerçekleşemez.”

Hayat sana çok teşekkür ederim, kalıplarımla beni yüzleştirip gerçek dostluğu bana yaşattığın için.. Sevgiyle.

Melda ÇÜÇEN

KAYNAK
Aşktan Dinle, Cemalnur Sargut, Nefes Yayınevi
Tefsir-i Kebir Te’vilat, Muhyiddin İbn. Arabi

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM