Huşû ve İhlas Ne Demek?
  • Facebook
  • Twitter
  • 21 Ocak 2023
  • 1
  • 244
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -
Abone Ol 

Huşû ve İhlas Ne Demek?

Huşû Allah’a duyulan saygının gereği olarak başta namaz olmak üzere ibadetlerin edası sırasında sükûnet ve tevazu içinde bulunma anlamında terim. Sözlükte “sessiz ve sakin durmak, alçak gönüllü olmak, Hakk’a boyun eğmek; yumuşaklık, kolaylık” gibi anlamlara gelen huşû kelimesi, terim olarak Allah’ın huzurunda olduğu bilinciyle tevazu gösterip boyun eğmeyi ifade eder. Huşû الخشوع Huşû, her şeyden […]

Huşû

Allah’a duyulan saygının gereği olarak başta namaz olmak üzere ibadetlerin edası sırasında sükûnet ve tevazu içinde bulunma anlamında terim.

Sözlükte “sessiz ve sakin durmak, alçak gönüllü olmak, Hakk’a boyun eğmek; yumuşaklık, kolaylık” gibi anlamlara gelen huşû kelimesi, terim olarak Allah’ın huzurunda olduğu bilinciyle tevazu gösterip boyun eğmeyi ifade eder.

Huşû الخشوع

Huşû, her şeyden önce kişinin Allah’a karşı son derece saygılı olması, kendini O’nun huzurunda hissedip sükunet ve vakar (ağırbaşlılık) içinde boyun eğmesi şeklinde manevi bir durumdur. Buna göre yalnız ibadetler esnasında değil hayatımızın her esnasında Allah’ın huzurunda kulun takınması gereken bir kulluk tavrıdır. Bununla birlikte huşû denilince ilk akla gelen şey namazdaki duruştur. Çünkü namaz hem şekil hem de muhteva olarak kulluğun derinden yaşanmasına ve hareketlerle ifade edilmesine en uygun ibadettir. Bu nedenle namazın temeli huşû ve ihlastır.

Meselâ namazda kulun kalbinde hissettiği huşû gözlerin sadece secde yerine bakıp sağa sola kaymaması şeklinde tezahür eder (Elmalılı, V, 3428)

Bazı fıkıh âlimleri huşûu namazın şartlarından kabul etmişlerse de büyük çoğunluk, huşûun irade dışı yönlerinin bulunduğu, kazanılmasının belli bir terbiye sürecini gerektirdiği, dolayısıyla her müslümanın namaz esnasında kalp huzurunu sürekli korumasının mümkün olmadığı gerçeğinden hareketle huşûun namazın şartlarından değil kemalini sağlayan sünnetlerinden olduğunu belirtmişlerdir.

Huşu ile ilgili ayetler

  • Bakara Suresi, 45. ayet: Sabır ve namazla yardım dileyin. Bu, şüphesiz, huşû duyanların dışındakiler için ağır (bir yük)dır.
  • İsra Suresi, 106. ayet: Onu bir Kur’an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
  • İsra Suresi, 107. ayet: De ki: “İster ona inanın, ister inanmayın: O, daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman, çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler.”
  • İsra Suresi, 109. ayet: Çeneleri üstüne kapanıp ağlıyorlar ve (Kur’an) onların huşu (saygı dolu korku)larını arttırıyor.
  • Fussilet Suresi, 39. ayet: O’nun ayetlerinden biri de, senin gerçekten yeryüzünü huşu içinde (solmuş, boynu bükülmüş ve kupkuru) görmendir. Ama Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, deprenir ve kabarır. Şüphesiz onu dirilten, ölüleri de elbette dirilticidir. Çünkü O, her şeye güç yetirendir.

İhlas الإخلاص

Kulun bütün davranışları ve sözlerinde sadece Allah’ın rızâsını gözetmesi anlamında ahlâk ve tasavvuf terimi.

Allah’a yönelerek, davranışlarımızı kendimiz için değiştirmek, dönüştürmek ve şifayı seçmektir.

Kısacası, ihlas hali, Allah’a yönelmek, O’na dönmektir. Bunu da ancak iylikle, sevgiyle yapabiliriz.

Kendimiz için ne diliyorsak, başkaları içinde Rabb’i örnekleyerek biz de bu bilince geçtiğimizde ihlasın ta kendisi oluruz.

İhlâs kavramı hadislerde de dinî ve ahlâkî bir fazilet olarak sık sık geçmektedir (bk. Wensinck, el-Muʿcem, “ḫlṣ” md.). Çeşitli vesilelerle Allah rızâsı için ihlâsla amel etmenin önemini ve faziletini vurgulayan Hz. Peygamber (meselâ bk. Müsned, III, 225; IV, 80, 82; V, 183; İbn Mâce, “Menâsik”, 76; Tirmizî, “ʿİlim”, 7) duada ihlâslı olmayı öğütlemiş (Ebû Dâvûd, “Cenâʾiz”, 56), ihlâslı bir kalple iman etmiş kişinin âhiret kurtuluşuna ereceğini müjdelemiş (Müsned, V, 147), kendisi de, “Yâ rabbi! Beni sana karşı ihlâslı bir kul yap” şeklinde dua etmiştir (a.g.e., IV, 369; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 25)

Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a sadece sizin ihlâs ve samimiyetiniz ulaşır.” (Hac Sûresi (22), 37)

Kaynak: İslam Ansiklopedisi, Tevekkül ( Şebnem Tacigut)

Abdest Almak Neden Önemli?

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

1 Yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM