Bu yazımızda en çok şikayet ettiğimiz konu olan zamansızlığa değinmek istiyoruz. Beynimizin zaman algısını nasıl bozuyorlar? Bu durumda ne yapmamız gerekli?

Beynimizin Zaman Algısını Nasıl Bozuyorlar?

Şeker yaşamsal bir madde. Hiçbir hücre şekersiz yapamaz. Hiçbir hücre, enerji kaynağı olan şekerden yoksun kaldığında görevini yerine getiremez.
Fakat söz konusu beyin hücreleri ise şeker ihtiyaç olmaktan öte yaşamsal bir zaruriyet halini alır. Beyin hücreleri için şeker olmazsa olmaz konumundadır.

Hücre üretmesi gereken enerjiyi şeker olmadan üretemez. Hücre, şeker olmazsa içindeki küçük: nano yapılarının çalışmasını düzenleyemez.

Beyin hücrelerimiz şeker olmadan hiçbir şeyi yapamaz.

Vücut ağırlığımızın yalnızca %2’sini oluşturan beynimiz, vücudumuzdaki şekerin dörtte birini kullanır.

Beyin hücrelerinin şeker ile ilişkisi çok önemli olduğu için de beynimiz, vücuttan devamlı şeker çeker.

Peki, beynimiz şekersiz kalınca, daha doğrusu ihtiyacı kadar şekeri bulamayınca neler oluyor?

Beyin kan hücrelerinden şeker çekiyor. Bu nedenle zaman içerisinde kan şekeri oranlarında düşmeler meydan geliyor. Kan şekerimiz aniden değilde
hissettirmeden yavaşça düşmeye başladıysa halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, isteksizlik, uyku hali, takatsizlik, odaklanamama, unutkanlık, sinirlilik gibi durumlar yaşanmaya başlıyor.

Lakin beyin hücreleri aniden ve aşırı miktarda ihtiyacı olan şekeri kandan çekerse kan şekerinde ani düşme yaşanıyor. Bu durumda sinirsel tepkiler, öfke atakları, uyku bölünmeleri, baş ağrıları, baygınlığa kadar giden şuur bulanmaları, hatta tam şuur kaybı bile oluşabiliyor.

Beynimizin şeker ile ilişkisi dolayısıyla kanımızdaki şeker oranıyla ilişkisi yaşamımız için inanılmaz derecede önem arz etmektedir.

Beyin hücrelerimizin şeker olmadan hiç bir şey yapamaması ve zaruret derecesinde şekere düşkünlüğü son yüzyılda tükettiğimiz gıdalardan vücuda geçen şekere benzeyen ama aslında şeker ile uzaktan yakından alakası dahi olmayan kimyasal gıda katkısı sayılabilecek mısır şurubu, rafine şeker ve tatlandırıcıların vücudun doğal şekeri yerine kullanmasıyla facia sayılabilecek sonuçlar ortaya çıkıyor.

Bu etki en çok kanser hastalığını ortaya çıkaran sonuç olarak biliniyor. Vücudumuzdaki hücrelerimizin meyvelerden alması gereken doğal şekeri alamaması bunun yerine mısır şurubu, rafine şeker, tatlandırıcı vb kimyasallardan alması neticesinde kanser vakalarında inanılmaz bir
artış meydana geliyor.

Fakat esas tehlikeli durum beyin hücrelerimizde oluşuyor.

Beyin hücreleri normal vücut hücrelerine oranla çok daha fazla miktarda şekere ihtiyaç duyduğu için bu şekere benzeyen kimyasalları doğal şeker
yerine içine alıyor. Bu durumda beyin hücreleri olması gerektiği gibi çalışmıyor.

Mısır şurubu, rafine şeker, tatlandırıcılar beyin hücrelerinin yapısını bozduğu için beynimizin algı mekanizması değişiyor. İlk etkisi zamanla ortaya çıkıyor. İşte faciada burada farklı bir şekilde ortaya çıkıyor.

Mısır şurubu, rafine şeker, tatlandırıcılar beyin hücrelerinin içine doğal şeker yerine girince beynin zaman algısı hızlanıyor.Dolayısıyla günleri, ayları, yılları inanılmaz bir hızla geçiyor gibi bir algımız oluşuyor. Tüm sorun bu.

Hem kanser oluyoruz hem beynimizin zaman algısı bozuluyor.

Yaşanılan bu durumdan kurtulmamız gerekli. Hem de acilen bu tehlikeden kurtulmamız gerekiyor. Zira hem zaman algımız bozulmuş durumda hem de her an kanser riski ile karşı karşıyayız.

Uyanmalıyız.. Uyanışa yolculuk için tıklayınız.

Kaynak: Mustafa Kaya ( Derdiyle Uyuyan Dermanıyla Uyansın Diye )

Düzenleyen: Ahu Zabun