Geçtiğimiz hafta milyonlarca aile, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavına (YKS) kilitlendi. Yine bir önceki hafta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Lise Giriş Sınavı (LGS) yapıldığını düşünürsek, geçtiğimiz üç haftanın eğitim ve kariyer planlarıyla geçtiğini söyleyebiliriz. İyi bir lisede okumanın iyi bir üniversiteye giriş için önemli olduğundan ve iyi bir […]
Geçtiğimiz hafta milyonlarca aile, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan Yüksek Öğrenim Kurumları Sınavına (YKS) kilitlendi. Yine bir önceki hafta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Lise Giriş Sınavı (LGS) yapıldığını düşünürsek, geçtiğimiz üç haftanın eğitim ve kariyer planlarıyla geçtiğini söyleyebiliriz.
İyi bir lisede okumanın iyi bir üniversiteye giriş için önemli olduğundan ve iyi bir üniversiteden mezun olmanın güzel bir kariyerin başlangıcı anlamına geldiğinden kimsenin şüphesi olmasa gerek.
Her veli çocuğunun ya da her genç kendisinin başarılı bir iş hayatı olmasını ister. Hem maddi olarak hem de prestijli bir hayat yaşamak için çok önemli bir kavramdır ‘kariyer’…
Ancak çocuğunuzun ya da -gençler adına konuşursak- kendinizin, kariyerini sadece iyi bir üniversiteden mezun olmaya bağlarsanız çok büyük hata yapmış olursunuz. Zira aynı tıp fakültesinden mezun olan doktorların bazıları Tıpta Uzmanlık Sınavını (TUS) kazanamayıp pratisyen hekim olarak kalırken bazıları yüz nakli yaparak dünya çapında üne ve büyük paralara kavuşabiliyor.
Hayat bir savaş gibidir. Bu savaşı kazanmak için silahlara ihtiyacınız vardır. Bir fakülte diploması savaşın önemli silahlarından biridir. Fakat tek silah değildir ve tek başına yeterli değildir.
Birkaç yıl önce ulusal bir gazetede kariyer planı yapanlar için çok önemli bir yazı dizisi yayınlanmıştı. Elektronikten finansa, Turizmden inşaata kadar Türkiye’nin en büyük şirketlerinden bazılarının sahiplerine, üst düzey yöneticilerine ve CEO’larına işe alacakları kişilerde aradıkları özellikler sorulmuş ve cevaplar bir yazı dizisi halinde yayınlanmıştı.
Bir meslek lisesi öğretmeni olarak çok ilgimi çeken bu yazı dizisini okuduğum andan itibaren öğrencilerime anlatıp durdum. Aşağıda yazılanları okuduğunuzda siz de göreceksiniz ki; birbirinden çok farklı sektörler olmasına rağmen hemen hemen bütün şirketler işe alacakları gençlerde benzer özellikler arıyorlar.
Söz konusu özelliklerin, ağırlıklı olarak fakülte mezunlarından beklendiğini ve üst düzey pozisyonlara aday olanlardan istendiğini vurgulayarak bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer lisede ya da üniversitede öğrenciyseniz veya kariyer yapmasını istediğiniz çocuğunuz varsa mutlaka aşağıdakileri okumanızı tavsiye ederim.
CEO’ların hepsi, iş müracaatında bulunan fakülte mezunlarının okul hayatı boyunca, zorunlu stajlar dışında çalışıp çalışmadığına bakıyor. Yani bir üniversitede okuyorsanız ya da okuyacaksanız yaz tatillerinde ya da okul zamanı mutlaka bir yerlerde çalışmalısınız.
Aileler ve gençler genellikle bu tür çalışmaların para için yapıldığını düşünür. Ancak iş dünyası bu çalışmalarda amacın para kazanmaktan ziyade iş hayatını tanımak anlamına geldiğini düşünüyor. Sadece kendi mesleği alanında değil farklı farklı sektörlerde çalışmanın da büyük bir avantaj olduğuna inanıyor.
Üniversite hayatı boyunca okulun sosyal kulüplerinde aktif olarak görev alıp almadığınız da iş dünyasının ilgilendiği özelliklerden biri. Burada da kastedilen bir kulübe üye olmaktan ziyade o kulübün faaliyetlerinin planlanmasında ve uygulanmasından aktif olarak rol almış olmak. Konunun yine meslekle doğrudan bir alakası yok. Dağcılık kulübünde ya da folklor kulübünde aktif bir görev üstlenmişseniz bir adım öne geçiyorsunuz.
Benzer bir başka özellik de gönüllü olarak sivil toplum örgütlerinde rol almak. İş dünyasında yükselmek isteyen biri ‘Kanarya Sevenler Derneği’ de olsa mutlaka bir sivil toplum örgütüne üye olmalı ve bu örgütte aktif bir rol üstlenmeli. Zira şirketler özellikle üst düzey yöneticilerinin sosyal özelliklerinin kuvvetli olmasını istiyor.
Eskiden iş başvurusunda bulunanlara ‘İngilizceyi ne kadar biliyorsun?’ diye sorarlardı. Oysa artık ‘başka hangi dilleri biliyorsun?’ diye soruyorlar.
İş dünyasının CEO’ları işe alacakları elemanlardan İngilizceyi anadilleri gibi bilmelerini ve bunun yanında ikinci bir dili de orta seviyede konuşabilmelerini istiyor. Kariyer yapmak isteyen herkes için İngilizce artık yabancı bir dil olmaktan çıktı.
Fakülte mezunlarının en az iki dil bilmelerinin yanında mutlaka yurtdışına da çıkmış olmaları isteniyor. Çeşitli AB Projeleri, üniversite öğrencilerine bu imkanı sağlıyor. Öğrencilerin bu projelerde belirleyici bir görev alarak yurt dışında kısa bir süre de olsa eğitim almaları, onların global bir bakış açısına sahip olmaları için önemli. Dolayısıyla yurtdışı görmüş gençler iş ararken bir adım öne geçiyor.
Çalışma hayatı hemen hemen her iş kolu için bir ekip ruhu gerektiriyor. Bu nedenle patronlar işe alacakları kişilerin ekip çalışmasına uyum sağlamaları konusunda çok hassas.
Örneğin takım sporlarıyla uğraşanların hele ki bir takımda kaptanlık yapan kişilerin tercih edildiği CEO’lar tarafından özellikle vurgulanıyor. Dolayısıyla başarılı bir iş hayatına sahip olmak isteyenlerin mutlaka sporla ve özellikle de takım sporlarıyla ilgilenmeleri şart.
Lise öğrencilerini, üniversiteye hazırlansınlar diye okulun basketbol takımından çıkaran velilerin bir kere daha düşünmesi lazım…
Günümüzde büyük şirketlerin çoğu uluslar arası ticaretin içinde. Ya ithalat yapıyorlar ya da ihracat…
Ayrıca şirketlerin hemen hemen her kesimden müşterileri ya da iş ortakları oluyor. Bu nedenle şirketler, çalışanlarının farklı kültürlere saygılı olmasına özel bir önem veriyorlar. Farklı etnik kökenlere, farklı din ve mezheplere, farklı milletlere ya da siyasi düşünce sahiplerine saygı duymuyorsanız iyi bir şirkette iyi bir pozisyonda iş bulmanız neredeyse imkânsız.
Eğer ‘yahu nerden bilecekler içimdeki kini, saygılıyım derim olur biter’ diye düşünüyorsanız şunu unutmayın ki iş dünyasının CEO’ları da en a sizin kadar akıllı…
Zira işe alacakları kişilerin sosyal medyada geçmişte neler paylaştığına hemen hemen bütün şirketler dikkat ediyor ve araştırıyor. Yani olur olmaz haberlerin gazına gelip karşılaştığınız her fotoğrafı ya da yazıyı içeriğine dikkat etmeden paylaşmayın derim.
Tüm bunların dışında büyük şirketlerin tamamı; teknolojiyi takip eden, kendini geliştirebilen, özgüveni yüksek ve iş dışındaki zamanını doğru değerlendirebilen elemanlar arıyor. Baştan beri saydığım bu özelliklerin oluşması ve gelişmesi ise tamamen öğrencilik yıllarına dayanıyor.
Gerek halen üniversitede okuyanlar ve gerekse bu yıl ya da daha sonra üniversite okumaya hazırlananlar bilsin ki; iş dünyası sadece okuldaki başarınızla ilgilenmiyor.
Kendileri için kariyer planı yapanlarla çocuklarının geleceğini planlayan velilerin, en önemli derslerin okulun dışında öğrenildiğini öğrenmeleri gerekiyor.
Okumak isteyenler için yazı dizisinin linki:
https://www.haberturk.com/yazi-dizisi/haber/1065836-ceolardan-is-bulma-rehberi
Ahmet KESKİN
Ahmet hocam duygularıma tercüman olmuşsunuz yüreğinize sağlık hem de çokkk