Bu hafta ki yazımın adı; Ver, Fayda Sağla, Yol Aç ve Tek.

Onlar benim canım dostum Tuğba EREN’in kelimeleri ve bu hafta seçtiği kelimelerle onu anlatmaya çalışacağım. Aslında seçtiği kelimeler bile yeterince anlatıyor onu ve onu o kadar iyi tanıyorum ki, olayı tersine çevirip Tuğba sorsaydı bana ‘beni anlatan bir yazı yazacak olsan benim için seçeceğin kelimeler neler olurdu?’ diye, emin olun aynı kelimeleri seçerdim ben de.

Çünkü Tuğba yaşamın içinde de bu kelimeleri yaşayan ve yaşatan biri, onun dostluğunu yaşıyor olmak ise her birimiz için büyük bir Şükran duygusu içeriyor, aksini söyleyecek kimseyi de düşünemiyorum zaten.

Bu girişten sonra yazıya başlamadan önce bir gözlemimi paylaşmak istiyorum izninle. Biliyor musun başkalarının seçtiği kelimelerle yazı yazmaya başladığımdan beri her defasında aynı şey oldu, mütemadiyen bana kelime veren her kişi kendi yaşamsal duruş ve bakış açısına göre verdi kelimelerini, sanki gizli-görünmez bir değerler çalışması yaptık her biriyle ve elene elene geriye kalıp bana verilen kelimeler kişinin yaşam iskeletini oluşturan kelimeler oldu hep. Bu yüzden bu kelimeleri çok önemsiyorum ben, seçilmiş kelimeler iyi ki var ve ben onlar sayesinde iyi tanıdığımı düşündüğüm dostlarım hakkında yanılmamış olduğumu görüyorum hep.

Ve şimdi yazıya geçersek eğer hepimizin mutluluk tanımı başka, TEK bir mutluluk tanımı yok ve senin ki bence bu; yeryüzünde FAYDA SAĞLAMAK

‘Her yerde faydalı olmanın yolunu arayın, hiçbir yerde yabancı olmazsınız’ der Goethe. Düşündüğümde seni her yerde herkesle ezeli tanışıklı yapan şey de kesinlikle bu bence, bazı insanlar kalbini yüzünde taşır, senin merhametini yüzünden okumak bu yüzden hiç zor değil, ‘VER’en el, alan el’den üstündür derler’ ya eskiler, senin insan vasfını üstün kılan şeyler bunlar oldu hep ve kaç yıl oldu seni tanıyalı hiç değişmedin Canım Tuğba’m sen.

Senin yolun bu çünkü, çantanı hazır edip nasibi olan yoluma çıksın diyenlerdensin, hiçbir karşılık beklemeden VERİP buyur edenlerdensin. Belki de hayatın bizden istediği TEK şey bizi insan yapan şeyleri keşfetmektir ve sen bu keşfi kalbinde taşıdığın pusula ile gerçekleştirebilenlerdensin, çünkü bana göre yaşam; kimliğimizi aramak ve özümüzü gerçekleştirmek yolculuğundan itibaren ve sen dostum ne mutlu ki öz’ü kavrayabilenlerdensin.

Konfüçyüs’ü bilirsin; ‘Ya bir yol bul ya bir yol aç ya da yoldan çekil’ der. Sen bir yol bulup YOL AÇ’anlardan oldun hep. Kaç kere şahit oldum ben buna ve soralım istersen ortak eşe dosta, Nurgül’e sorsan değişmez, Sezin’e, Nurfer’e, Erkan’a ya da Ömer’e sorsan değişmez bu ve bana göre dünyadaki en büyük hediye de bu.

Zira hepimizin ağız birliği edip senin hakkında şaşmaz aynı cümleleri söyleyecek olmanın son gidişteki karşılığı musalla taşına konan ve her birimiz için sorulacak o sorunun ‘‘….er kişiyi NASIL BİLİRSİNİZ?’’ sorusuna verilecek cevap ile eşdeğerdir.

Ve yine ne mutlu ki dostum, sen sorunun cevabını şimdiden işitip de duyanlardansın.İnsanlık bir nimettir, herkese nasip olmaz ve sen nasip edildiğini yaşarken bilenlerdensin.

‘İnsanın en yararlısı insana en yararlı olandır’ der Mevlana Hazretleri. Hepimizin bu gezegene mezun olmaya geldiğimizi düşünürsek, bunu unutmayan biri olduğun için sormak isterim sana. Sence senin bu kelimeleri seçmiş olmanın sebebi neydi?

Belki de öz’ü unutan çoğu insana ‘Ver, Fayda Sağla, Yol Aç’ diyerek yolculuğun TEK amacının bu olduğunu anımsatmaya çalışıyordun.

Ne dersin?

Bitirirken senin için yazdığım esnada fonda hep İnsan İnsan şarkısını dinledim, açsam sesini biraz, sen de bana eşlik eder misin?

Dinçel LAÇİN