1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Tatanka İyotake

Tatanka İyotake
1

“Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bize ait olan toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor.” Bu sözler Tatanka İyotake ’ye ait…

Herhangi birine ‘Bir Kızılderili ismi söyle’ deseniz hemen hemen herkesin ilk aklına gelen ismin orijinal hali Tatanka İyotake yani ‘Oturan Boğa’.

Alıntıladığımız sözler ise Oturan Boğa tarafından, Amerika’yı işgal eden ve Kızılderili ırkını yok eden beyazlar için söylenmiş.

Biliyorsunuz Amerika bugünlerde, ırkçı polislerin vahşice öldürdüğü George Floyd’u konuşuyor ve sonrasında yaşanan protesto gösterileriyle uğraşıyor. Maalesef ki ‘Süper Güç’ olarak adlandırılan bu ülkenin tarihinde ne ilk ne de son olacak George Floyd

Yazının başındaki sözleri bir kere daha okuyun lütfen.

Oturan Boğa, Amerika Birleşik Devletleri Ordusuyla savaşan son Kızılderili kabilesinin şefi.

Savaş bittikten sonra kabilesini soykırım korkusuyla Kanada’ya göç ettirdi. Kanada’da bir Amerikan Birliğine saldırınca yakalandı. Hükümet kendini affedince ömrünün geri kalan kısmında ‘Vahşi Batı’ sirkiyle dolaşarak geçirdi.

Oturan Boğa’ya sirk gösterilerinde izleyicinin çok büyük ilgi gösterdiği ve Oturan Boğa’nın izleyicilere kendi dilinde küfür etmesine halkın güldüğü söylenir.

Hiç ilgisi olmadığı halde ‘Hayalet Dansı’ adında bir terör örgütüne üye olmakla suçlanmış ve kendisini tutuklamaya gelen polislerle çatışarak 15 Aralık 1890’da öldürülmüştür.

Ne hazindir ki, kendisini tutuklamaya gelen polisler, daha önce birlikte beyazlara karşı savaştığı sonra Amerikan Hükümeti tarafından yerel polis yapılan Kızılderililerdir.

Oturan Boğa’nın işgalci Amerikalılar hakkında yaptığı şu tespit çok çarpıcıdır:

Sahip olma isteği onlarda hastalık olmuş

Sevgi, nefret, kin, öfke, tutku, hırs gibi bütün duygular son derece insani duygulardır. Ama bu duygular aklın kontrolünden çıktığı anda tehlikeli hale gelir. Herhangi bir duygu aklı örtecek kadar büyürse insana da topluma da zarar verir.

Sahip olma isteği de bu duygulardan biridir ve biraz derin düşünürsek, ırkçılığın kökeninde de aklı örten ‘sahip olma’ isteğini görebiliriz.

Aklın kontrolünden çıkan ‘Sahip olma isteği’, Sanayi Devrimiyle başlayıp, 20. Yüzyılda iki dünya savaşına neden olmuştur.

Özellikle 20. Yüzyıl, hastalık haline gelmiş sahip olma isteğinin yeryüzünde açtığı derin yaralara sahne oldu. Milyonlarca insan can verdi. Doğal kaynaklar talan edildi. Ekolojik düzen belki de bir daha tamir edilemeyecek kadar bozuldu.

Ama en büyük hasar, İnsanoğlunun zihninde yarattığı hasardır.

Hepimiz Kızılderilileri, kafa derisi yüzen vahşi insanlar olarak tanıdık. Gerek kovboy filmleri, gerek çizgi romanlar aracılığı ile bütün dünyaya bu empoze edildi. Belki de dünyanın en barışçı insanlarına düşman edildik. Eğer iletişim bugünkü seviyeye gelmeseydi belki de hala öyle bilecektik.

İnternetle başlayan iletişim çılgınlığı bir yandan büyük bir bilgi kirliliği ile zihnimizi iğdiş ederken, bir yandan da hiç bir şeyin gizli kalmasına izin vermeyerek, geçmişin yaralarını sarmamıza fırsat veriyor.

İnşallah bu fırsatlar çoğalır da Oturan Boğa’nın söylediği gibi ‘baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmak’ yeniden yatağına döner.

Ahmet KESKİN

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

"Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. BU kitapta ben her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil, gerekse asil ve iyilik sever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip, çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer Taht’ının dibine gelip, kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden birisi çıkıp, cesaret edebilirse, ‘Ben, bu adamdan daha iyiyim’ desin." Jean-Jacques ROUSSEAU / İTİRAFLAR

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
2080

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (1)

  1. 8 Haziran 2020

    “Oturan Boğa ” hakkında merakım vardı . Ancak bilgim yoktu teşekkürler

Bir cevap yazın