1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Pompalanan Kadın İmajı

Pompalanan Kadın İmajı
2

Kadın imajı mı? Nasıl yani?

Çok nadir rastlanan bazıları dışında bütün hastalıkların teşhis edildikten sonra tedavisi çok kolaydır. Önemli olan sıkıntının nereden ve neden kaynaklandığını belirlemektir.

Aslında bu yöntem sadece hastalıklar için değil hayat boyu karşılaşılan bütün problemler için geçerlidir.

Ülkemizde uzun zamandır kadına yönelik şiddet sorunu var. Gerçekte çok eski olan bu sorun, iletişim araçlarındaki gelişmeye paralel olarak daha fazla duyulmaya başlandı. Yani aslında yeni zannettiğimiz bu olgunun kökeni oldukça eskidir.

Kadına yönelik şiddetin daha fazla görünür hale gelmesi, toplumun birçok kesiminde ciddi bir rahatsızlık yaratmış ve bir yandan politikacılar, bir yandan sivil toplum örgütleri bir yandan da tek tek bireyler bu soruna çözüm aramaya başlamıştır.

Bugüne kadar kadına şiddetin temel nedeni olarak birçok etken ön plana çıkarıldı.

Kadına Şiddet

Bazılarına göre erkeklerin komplekslerini, fiziksel avantajlarının da etkisiyle şiddet yoluyla tatmin etmeye çalışması kadına şiddeti doğururken, bazıları muhafazakar yetişme tarzının ve dini öğretilerin buna neden olduğunu düşünüyor.

Çözüm olarak da ağırlıklı olarak erkeklerin eğitilmesi ve şiddete başvuranların ağır şekilde cezalandırılması isteniyor.

Teşhisin ve dolayısıyla tedavinin yanlış olduğu ortadadır.

Profesör olmuş erkeklerin bile kadına şiddete başvurduğunu defalarca gördük ve duyduk.

Cezaların ağırlaştırılması da fazla bir işe yaramayacaktır.

Bir süre önce ulusal basında, Amerika Birleşik Devletleri’nde Yahoo Healt isimli bir kuruluşun yaptığı araştırmanın sonuçlarını okumuştum.

Araştırma, ABD’de 13 – 19 yaş arası kızların yüzde 94’ünün vücutlarını beğenmediğini ve görünümlerinden utandıklarını ortaya koymuş. Aynı yaş grubundaki erkeklerin ise yüzde 70’i vücutlarından memnun olduklarını ifade etmiş.

Yahoo Healt kuruluşunun uzmanları, araştırma sonuçlarının kadınların yaşamlarının büyük bölümünde bedenlerine olan güvenlerini artırmak için çabaladıklarını ortaya koyduğunu ifade ediyor.

Kadın İmajı

Sonuçları yorumlayan psikolog Sara Shepphird, bu verilerin şaşırtıcı olmadığını belirterek; “ABD kültüründe kadınların kiloları yaşı ne olursa olsun önemlidir. Bize yüklenen gerek görsel gerekse sözsel mesajlarda da kadınların tıpkı modeller gibi  zayıf ve bakımlı olması istenir. Gençleri mutsuz eden şey de bu gerçeklikten uzak algı…  Ancak erkekler için vücut güzelliği o kadar da önem teşkil etmez” diyor.

Shepphird’e göre, genç kızlar için bu noktada ‘anne‘ faktörü devreye giriyor. Annenin kilo konusundaki kendine güveni, kızına da yansıyor. Annelerin tutumu, kadınların bu konudaki mutluluk oranını yüzde 40 daha olumlu yönde etkiliyor.

Araştırmanın Amerika’da yapılmış olması sizin yanıltmasın, çevrenize bir bakın aynı durumu üç aşağı beş yukarı ülkemizde de görmek mümkün…

Bizim kültürümüzde zaten kız çocuklarına özgüven aşılamayla ilgili problemler vardır. Buna bir de kızların kendi fiziksel görünümlerinden utanmalarını eklerseniz, genç bir kızın beğenilme arzusuyla nelere katlanabileceğini anlayabilirsiniz.

Elbette eğitim şarttır ve cezalar arttırılmalıdır. Ancak kadına yönelik şiddeti önleyecek asıl çare özgüveni yüksek kızlar yetiştirmektir. Böyle yetişen bir nesil, kısa vadede bazı bedeller ödese de orta ve uzun vadede erkek şiddetini azaltacaktır.

Psikolog Shepphird’ın da vurguladığı gibi kız çocuklarının vücutlarından memnun olmamalarının nedeni diziler, filmlerle ya da daha genel bir ifadeyle her çeşit medya aracılığı ile pompalanan kadın imajı “dır. Kadın derneklerinin en çok mücadele etmeleri gereken şey de bu imaj mühendisliğidir.

Kendinizi sevin kızlar….

Ahmet KESKİN

"Kıyamet borusu çaldığında, ben, elimde bu kitapla yüce yargıcın huzuruna çıkacak ve şöyle haykıracağım: İşte yaptıklarım, işte düşündüklerim ve işte ne olduğum. BU kitapta ben her şeyi, bütün açıklığıyla dile getirdim. Yaptığım hiçbir kötülüğü gizlemediğim gibi, yapmadığım bir iyiliği de söylemedim. Gerek rezil ve sefil, gerekse asil ve iyilik sever olduğum zamanları tüm içtenliğimle gözler önüne serdim. İç yüzümü tıpkı senin bildiğin gibi dışa vurdum. Ey ebedi Varlık! Kullarını etrafıma topla da itiraflarımı dinlesinler. Topla ki kederlerim karşısında inleyip, çirkefliklerim karşısında utansınlar. Ve hepsi birer birer Taht’ının dibine gelip, kalplerindekini aynı içtenlik ve dürüstlükle itiraf etsinler. Sonra da içlerinden birisi çıkıp, cesaret edebilirse, ‘Ben, bu adamdan daha iyiyim’ desin." Jean-Jacques ROUSSEAU / İTİRAFLAR

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (2)

  1. Ahmet hocam çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize kuvvet. Şiddet deyince sadece fiziksel şiddet aklına geliyor insanların. Ne mutlu sizin gibi insanlar var.

Bir cevap yazın