Kutsal Olan Emektir … Sonuç Değil… |
Kutsal Olan Emektir … Thomas Adams, plastik yerine geçebilecek bir madde üretmeye çalışırken sakızı icat etmiş. Kömür katranına alternatif bulmak için uğraşan Constantin Fahlberg, yanlışlıkla yapay tatlandırıcı olarak kullanılan sakarini icat etmiş. İkinci dünya savaşında kullanılan silahlar için daha iyi bir dürbün icat etmek amacıyla yapılan çalışmalar, yanlışlıkla süper yapıştırıcıların keşfedilmesine neden olmuş. Uzay araçlarında […]
Kutsal Olan Emektir …
Thomas Adams, plastik yerine geçebilecek bir madde üretmeye çalışırken sakızı icat etmiş.
Kömür katranına alternatif bulmak için uğraşan Constantin Fahlberg, yanlışlıkla yapay tatlandırıcı olarak kullanılan sakarini icat etmiş.
İkinci dünya savaşında kullanılan silahlar için daha iyi bir dürbün icat etmek amacıyla yapılan çalışmalar, yanlışlıkla süper yapıştırıcıların keşfedilmesine neden olmuş.
Uzay araçlarında kullanmak üzere iyi bir yapıştırıcı üretmeye çalışan bilim insanları yine yanlışlıkla ‘post-it’ adı verilen not kağıtlarını icat etmişler.
İyi bir silah üretmek için çalışan Harry Brearli, paslanmaz çelik üreterek, insanlığa yanlışlıkla da olsa, çok daha büyük bir hizmet yapmış.
Duvar kağıdı temizleyici üretmeye çalışırken oyun hamurunu bulan Noah McVicker de yanlışlıkla icat yapan bilim adamlarından…
Morfin bağımlılığına alternatif ilaç üretme çalışmaları ise Coca Cola’nın ortaya çıkmasıyla sonuçlanmış
Kimyacı Roy Plunkett ise soğutucu üzerine yaptığı çalışmalar esnasında teflon maddesini bularak yanlışlıkla icat edilen ürünlere bir tane daha eklemiş.
Göğüs ağrısına iyi gelmesi için üretilen Viagra’nın bu gün ne amaçla kullanıldığını hepimiz biliyoruz.
Tıpkı tarihin ilk dönemlerinden 18. Yüzyıla kadar dünyayı etkileyen simyacılar gibi…
Simyacılar, yaklaşık 2500 yıl önce ortaya çıkmış ve değersiz metalleri eritip birbirine karıştırarak altın elde etmeye çalışmışlar. Yine çeşitli bitkisel karışımları kullanarak, bütün hastalıkları tedavi etmek ya da ölümsüzlüğü keşfetmek de simyacıların ana hedefi olmuş.
Bu amaçlarına ulaşamadıkları ortada…
Birçok kişi tarafından şarlatan olarak görülseler de simyacılar, modern bilimin temelini atan insanlardandır ve bugün kimya ve metalürji alanındaki birçok keşif simyacıların eseridir.
Nitekim tarihin en etkili insanlarından biri olarak kabul edilen ünlü fizikçi Isaac Newton ve bugünkü bilgisayar teknolojisinin temellerini atan matematikçi Robert Boyle birer simyacıdır.
Ne alakası var diye düşünebilirsiniz ama gelin en çok kabul gören hadis kitaplarından Buhari’de yer alan bir hadise göz atalım.
Peygamberimiz Hz Muhammed’in şöyle dediği rivayet edilir: “Müçtehid içtihadında isabet ederse 2, isabet edemezse 1 sevap alır.”
Konunun daha iyi anlaşılması için içtihat ve müçtehit kavramlarının anlamını da verelim. Her iki kelime de ‘çaba göstermek, gayret etmek’ anlamına gelen ‘cehd’ kelimesinden türemiştir. Yani içtihat; ‘bir sonuca ulaşmak için gayret etmek, çaba göstermek’ demektir. Müçtehit de bu çabayı gösteren kişiye denir. ‘Cihat’ kelimesi de aynı kökten gelir ve savaş değil gösterilen çabadır.
Yani bir çalışmada başarılı olmaktan ziyade gayret etmek emek sarfetmektir önemli olan. Allah, insanların iyi niyetli çabalarını yanılsalar bile ödüllendirmektedir.
Dolayısıyla yanlışlıkla icat edildiği söylenen şeyler, aslında bir çabanın sonucudur ve belki de Allah’ın bu çabanın karşılığını vermesidir…
Şimdi gelin bir başka hikayeye göz atalım. Ya da aslında çoğumuzun bildiği hikayeyi hatırlayalım.
“Sen ve eşin cennete yerleşin, orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaca yaklaşırsanız zalimlerden olursunuz.
Derken, şeytan kendilerinden gizlenmiş çirkin yerlerini onlara açmak için ikisine de vesvese verdi. Dedi: ‘Rabbinizin sizi şu ağaçtan uzak tutması, iki melek olmayasınız yahut ölümsüzler arasına katılmayasınız diyedir.’
Ve onlara, ‘ben size öğüt verenlerdenim’ diye yemin de etti.
Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara; ‘Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?’ diye seslendi.”
Araf suresi 19, 20, 21 ve 22. Ayetlerde Hazreti Adem ve Eşi Hazreti Havva’nın cennetten uzaklaştırılmasına neden olan olay, bu şekilde anlatılır. Her ne kadar İslam tarihinde bu ayetlere ait simgeler ve kavramlar konusunda farklı yorumlar yapılsa da ayetlerin anlatmak istediği açıktır.
Cennette yaşayan ve her şeyden dilediğince yararlanma özgürlüğüne sahip Hz. Adem ve Hz. Havva, birinci ağızdan, tek bir ağaca yaklaşmamaları ve şeytanın kendilerine apaçık bir düşman olduğu konusunda uyarılmıştır.
Ama sonuç ortada…
Anneler, babalar ve öğretmenler…
Düşünün lütfen; hangi çocuk bundan daha büyük bir hata yapabilir?
Hz Adem ve eşinin, bu olayın ardından cennetten dünyaya gönderildiği ve pişmanlıklarını takiben de Hz. Adem’in peygamber olarak görevlendirildiği ayetlerin devamında ifade edilir.
Yani aslında olaya şu şekilde bakılabilir:
Hata yapmadan önce cennette yaşayan Hz Adem ve Havva, ‘insan’ olma sürecini tamamlamamışlardı. Yaptıkları bu hata, onları ‘insan’ yaptı. Ve artık cennette değil dünyada yaşama zamanları geldi. Hatasını anlayıp pişman olan ve tövbe eden Hz. Adem, peygamber olarak görevlendirildi.
Allah’ın, cennetteki bütün nimetleri Hz. Adem ve eşine sunarken tek bir ağacı yasaklaması ise, ‘insan’ olma eğitiminin son aşaması olarak görülmelidir.
Bu kıssa, küçük farklarla diğer kutsal kitaplarda aynen yer alır.
‘İnsan’ın dünyadaki macerası, bir hatayla başlamıştır.
Hata yapmak, insanı insan yapan özelliklerin başında gelir. Hayvanlar ve makineler hata yapmaz.
İslam Alimleri, Meleklerin, Hz Adem’e secde ettiklerini dolayısıyla insanın melekten daha üstün olduğunu kabul eder. Bu açıdan bakıldığında da; hata yapmanın bir erdem olduğunu iddia etmek mümkündür.
İnsan, hayatı boyunca yaptığı hatalarla gelişir ve tecrübe kazanır. Yani hata ile başlayan insan olma süreci, yine hatayla devam eder ve gelişir.
Bu yazıyı, size din dersi vermek için yazmadım.
Okulların kapalı olduğu ve uzaktan eğitim sürecinin başladığı bugünlerde, aileler ve öğretmenler çocukların yaptığı ve yapacağı hatalara bu gözle baksınlar istiyorum.
Ama asıl mesaj çocuklara, gençlere ve öğrencilere;
Her insanın yaptığı gibi siz de hata yapacaksınız. Unutmayın ki; hiç biriniz Hz Adem’den daha büyük bir hata yapamazsınız.
Hata yapmaktan korkmayın. Sizin ya da başkasının canını tehlikeye atacak ve geri dönüşü mümkün olmayanlar dışında yapacağınız her hata, sizi daha da geliştirecektir. Hz Adem’in kıssası hep aklınızda olsun.
Ve bilin ki! Hz. Adem hata yaparak ‘insan’, hatasını fark edip pişman olarak ‘peygamber’ olmuştur.