1. Anasayfa
  2. Edebiyat Kafe

Hayret !

Hayret !
6

Hayret kelimesi son zamanlarda gündemimde olan ve başımı döndüren kelimelerden biri haline geldi. Öğrendiğim bazı bilgiler hayretimi artırıp o ana daha sıkı bağlanmamı ve zihnimdeki sorunların ne kadar da geçici olduğunu hatırlatıyor. İşte bu yüzden her gün hayretimi artıracak bir şeyler görmek veya bulmak bana şifa gibi geliyor. Hatta bu konuda çok saygı duyarak takip ettiğim sinir bilimci Sinan Canan Beyefendi diyor ki:

Hayret etmediğin günü yaşanmış sayma!

Tasavvuf okumalarımda öğrendiğim Peygamber Efendimizin “İki günü eşit olan ziyandadır.” sözü ise ne kadar da güzel anlatıyor gelişmenin, öğrenmenin, hayreti artırmanın önemini.

Şimdi nereden çıktı bu yazı diyebilirsin. Şöyle ki:

Beni bilenler güneşe ne kadar aşık olduğumu, her sabah mutlaka güneşi selamlayarak güne başladığımı, gün doğuşuna bir şekilde yetişemesem bile uyanır uyanmaz güneşin gönlünü aldığımı bilirler. Hatta doğu ve batı öğretileri dahil tüm kadim bilgilerde yer alır erken uyanıp güneşi selamlamanın önemi. Zaten surya namaskar isimli güneşi selamlama yogasının veya sabah namazının önemi de bu temele dayanıyor diye düşünüyorum. (Uzman değilim, sadece kendi sentezim.)

Geçenlerde çocukların elindeki gezegenleri anlatan bilim dergisini yerde görünce kaldırayım derken bir baktım ki güneşle ilgili bir bilgi “Beni oku, oku beni” diye gözüme çarptı. Aynen şöyle diyor:

Güneş ne renktir?

Sarı diye düşünüyorsun değil mi? Aslında beyazdır. Beyaz ışıksa gökkuşağının yedi renginin karışımıdır. Yeryüzünü çevreleyen hava bu beyaz ışıktan bazı renkleri tutar. Buna karşılık sadece sarının geçmesine izin verir. Güneş bu yüzden sarı görünür.”

Ne kadar çok zannediyoruz meğer?

Okuyunca hayretim arttı ama bir o kadar da utandım. Nasıl olur da güneşe bu kadar aşık birisi olarak güneşin bu özelliğini bu yaşımda öğrendim. Hiçbir şey için geç değil elbette. Sonra düşündüm ne kadar çok emin olduğumuz bilgiler/yargılar var zihnimizde ve aslında arka planda doğru olmayan. Öyleymiş gibi görünen ama aslında öyle görünmeyen. Zor ve kara gibi görünen ama aslında gökkuşağı renklerini içinde barındıran sadece şimdilik bizim bu alemde fark etmediğimiz zamanlar var. Hatta tasavvuf okumalarında öğrendiğim iki harika baş döndürücü kelime var ki çok güzel anlatıyor demek istediğimi:

Afak ve enfüs

Afak, yani şu anda içinde olduğumuz iki gözümüzle görüp inandığımız madde alemi. Enfüs ise şu anda derinliğini ve bütünselliğini fark edemediğimiz kuantum alemi. Yani şöyle, şu anda malum pandemi insanlık için tüh kaka gibi görünse de (çünkü 5 duyumuzla öyle algılıyoruz) aslında enfüs aleminde, kuantum düzlemde insanlık için bir çok hediye getiren bir eğitmenden başkası değil. İşte, tam da bu noktada kuantum alemi daha çok hatırlamak ve hissetmek için daha çok bilgiye, öğrenmeye, hayretimizi artırmaya ihtiyacımız var. Kuantum alemi deneyimledikçe anda kalmamız ve sorunların aslında içinde çözüm barındırdığını hatırlamamız kolaylaşıyor.

Bir önerim var:

Ne zaman gönlün daralsa, zihnin bulansa afak ve enfüs oyunu oynamaya ne dersin? Beni de dahil edebilirsin. Lütfen sor kendine:

  • Bu yaşadığım sorun madde aleminde bana nasıl görünüyor?
  • Peki, kuantum alemde, yani resmi koskocaman bir bütün olarak düşündüğümde ne söylüyor olabilir?

Keyifli oyunlar, keşiflerini paylaşırsan ayrıca memnun olurum.

Not: Afak ve enfüs okumalarım devam ediyor. Anlamını keşfettikçe paylaşacağım. Ayrıca, yazıyı sonlandırırken aklıma geldi. Hayret kelimesi acaba “hayr” kökünden türüyor olmasın? Eğer öyleyse, ne muhteşem değil mi? Hayret ettiğimiz her şeyin hayrımıza olması!

Bak yine başım döndü hayretten!

Kitap okurken ve blog yazıları yazarken kendimden geçtiğim doğru olup Profesyonel Koç olarak bir insanın yolculuğunda ona kendi potansiyelinin gücünü hatırlatan çözüm odaklı bir yol arkadaşı olabilmenin gizemiyle büyülenmeye devam ediyorum...Sahi, kendinle tanışmaya ne dersin?

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
serpil-tuncer-kitaplari

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (6)

  1. 20 Nisan 2020

    Rabbim hayretimizi arttırsın. Biz, dünyada bir nokta ve noktada bir dünya isek, yüreğimiz hayretten hayrete koşsun.Ah ne güzel oldu şimdi, bu yazıyı okumak…Eller dert görmesin inşaaALLAH…

  2. 20 Nisan 2020

    Reyhan’ım hayret ve gayretle yogrulsun yaşamımız. Allahimın verdiğin güzellikleri idrak etmeyi nasip etsin hepimize

  3. 20 Nisan 2020

    Reyhan hanım, çok güzel bir yazı. Her daim, hayretimiz artısın ve hayırlara vesile olsun.

  4. 18 Nisan 2020

    Reyhan’ım acaba senin bu yazını tam da şu an da okuyor olmamın, madde âleminde ki anlamı ne? Ve de kuantum aleminde büyük resmin asıl amacı ne? Beynimi yakmayı başardın yine.
    Buna hayret etmem bile kendime bir hediye.
    İyi ki varsın.

  5. Hayretimizi Arttır Ya RAB.
    RAB terbiye eden öğreten demekmiş
    Bu vesile vereceği bilgilerle arttitsin öğretilerini

  6. Benim de yazını okuyunca başım döndü; hislerime tercüman olmuş özellikle de gün doğumuyla güneşi bedenime misafir edip tam da bu konulara benzer meraklar geliştirip öğrenme arsununda ve heyecanındayken. Hayret!…?

Bir cevap yazın