Aynur Keskin
Aynur  Keskin
aynurkeskinlr@gmail.com
Çünkü Yıldızların Örtüsü Yoktur
  • 7
  • 151
  • 17 Nisan 2020 Cuma
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    3 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Pandemi izolasyonu döneminde evde kalmak insanları kendileriyle ilgili çeşitli düşüncelere itiyor. Hobilerimiz, korkularımız, takıntılarımız, özlemlerimiz, anılarımız… Birer birer çıkıyor karşımıza. Bazen aksi bazen huzursuz bazen yorgun oluyoruz. Kaygılıyız ve tedirginiz. Bu durumda en iyi ilaç nedir? Hiç kuşkusuz okumaktır. Bu dönemlerde ağır, uzun, bizlere öğütler veren sadece ticari kaygı taşıyan kişisel gelişim kitaplarından uzak durmamız […]

Pandemi izolasyonu döneminde evde kalmak insanları kendileriyle ilgili çeşitli düşüncelere itiyor. Hobilerimiz, korkularımız, takıntılarımız, özlemlerimiz, anılarımız… Birer birer çıkıyor karşımıza. Bazen aksi bazen huzursuz bazen yorgun oluyoruz. Kaygılıyız ve tedirginiz. Bu durumda en iyi ilaç nedir? Hiç kuşkusuz okumaktır. Bu dönemlerde ağır, uzun, bizlere öğütler veren sadece ticari kaygı taşıyan kişisel gelişim kitaplarından uzak durmamız gerektiğini söyler uzmanlar. Ben de bu tavsiyeler ışığında bir kitapla tanıştım: Yıldızların Örtüsü Yoktur. Roma İmparatorlarından biri olan Marcus Aurelius’un ölümsüz eseri.

Bir imparator düşünün. 121 yılında doğmuş ve şu anda sizin belki de iç seslerinizle konuştuğunuz vicdan muhasebelerini, düşüncelerinizi, gel-gitlerinizi, üzüntülerinizi, korkularınızı ve bunların kendi içinizde nasıl yaşamanız gerektiğini yazmış. Genel bir kanı vardır. Hükümdarlar ve imparatorlar bencil olur, tek yönlü düşünür ve kendilerini bazı yönlerden geliştirmezler denir. Eğer böyle bir önyargınız varsa şimdi hepsini bir kenara bırakın. Çünkü yazarımız imparatorluğun tüm yüküyle yolunda ilerlerken aynı zamanda bu kadar derin ve ileri görüşlü yaşayan bir liderdir ki 2000 yıl sonrasına ışık tutmuş.

Peki bu kitabı nasıl tanımlasak? Kişisel gelişim desem değil, klasik bir aforizma desem değil, ağır bir felsefe kitabı desem hiç değil. Dupduru bir anlatımla kısa kısa notlar, ama kitabın tamamının altı çizilesi, yastık altında, çantada, işyeri çekmecesinde, arabanın sağ koltuğunda taşınası. Özellikle mükemmel çeviri ve alt bilgiler de şerbetli hale getiriyor.

“Bir şey doğru değilse, onu yapma; gerçek değilse, söyleme.”

Hayatımıza dair çok iyi bildiğimiz şeyleri düşünelim.En son ne zaman gökyüzüne baktık, yıldızları inceledik, toprağa dokunduk? Ne zaman kendimize ya da başkasına yalan söyledik? Ne zaman eleştirdik ve eleştirildik? Ne zaman gerçekten yardım etmek için yardım ettik? Ne zaman kendimize değer verdik, ruhumuzu tanıdık? Ölümü, yaşamı, doğayı, kendimizi ne zaman gerçekten yaşadık? Ölümün en az doğum kadar normal oluşunu ne zaman hissettik? Karşı çıktık mı bir şeylere? Ya da karşı çıkmamızın ne kadar aptalca bir şey olduğunu hiç farkettik mi? En son ne zaman kendimizi sevdik?

Bu incecik kitabı okurken kendinizi sorgulayacak, anın tadını çıkaracak ve içinizdeki size ulaşıp kimi zaman kendi sırtınızı sıvazlayacak kimi zaman da kendinizi tarafsızca sorgulayacaksınız. Unutmadan söyleyeyim, felsefeye az çok ilgi duyuyorsanız tadından yenmeyecek! Lakin stoacılarla felsefeyle ve tarihle hiç ilgisi olmayan kişiler bile kendilerinden bir şeyler mutlaka ama mutlaka bulacaklardır. Sadece kitabı elinize alın ve ilk sayfayı okuyun. Son sayfada kendinizi nasıl ve ne zaman bulduğunuza şaşıracaksınız.

“Kendini yüceltmek için başka fırsatın olmayacak. Çünkü herkesin yaşamı bir an sürer, seninki neredeyse sonuna erdi ama hala kendine saygı duymuyorsun, mutluluğunun başkalarının ruhlarında olup bitenlere bağımlı olmasına izin veriyorsun.”

“Tam anlamıyla dürüst ve arınmış bir insanın zihninde, hiçbir zaman iltihaplanmış bir doku, bir bozulma, görünüşte sağlıklı ama içi çürümüş bir şey bulamazsınız. Ölümcül saat gelip çattığında, rolünü tamamlamadan sahneden ayrılan bir oyuncu için denebileceği gibi, yaşamı tamamlanmamış olmayacaktır. Ne dışsal şeylere aşırı bağlılık, ne onlardan kopukluk, ne de hesabı verilemeyecek ya da gizlenmesi gereken bir şey.”

“Günün birinde seni verdiğin sözü tutamamaya, onurunu kırmaya, bir başkasından nefret etmeye ya da kuşku duymaya ya da onu lanetlemeye, gerçek duygularını gizlemeye yahut duvarların ve perdelerin arkasında kalması gereken şeyleri arzulamaya zorlayabilecek hiçbir şeyi hiçbir zaman kendine yararlı sayma.”

Çünkü Yıldızların Örtüsü Yoktur

“Pythagorasçılar şöyle derler: “Gün ağardığında ilk işin gözlerini gökyüzüne kaldırmak olsun.” çünkü bu sana işlerini her zaman aynı kurallara uygun olarak ve aynı biçimde yapan insanları anımsatır; aynı zamanda onların düzenliliğini, arılığını, çıplaklığını; ÇÜNKÜ YILDIZLARIN ÖRTÜSÜ YOKTUR.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

7 yorum

  1. Kitabın ismi beni içine alırken, anlatımınızla da bir an önce okuma isteği duydum. Merak uyandıran güzel bir anlatım olmuş Aynur hanım, teşekkür ederim?

  2. Yıldızların Örtüsü Yoktur ne kadar çok şey anlattı bana başlık o kadar güzel ki gel de okuma bu güzel yorum üstüne:)

  3. Guzel bir konuyu guzel bir sekilde ele almisin. Bu tarz kitaplar ilgimi cekmemesine ragmen bende bile merak uyandirdi. Kalemine saglik.

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM