Bu yazımda Bollywood oyuncusu ve yönetmeni Aamir Khan ’ın filmlerinden bahsetmek istiyorum. Şimdiye kadar izlediğim filmleri sevgiye, eğitim sistemine, aile bağlarına, ideallere ve hayata dair, kalplere dokunacak derin mesajlar içeriyor. İzlerken kâh kahkahalarla güleceğiniz, kâh gözyaşlarınızın ansızın yanaklarınızı ıslatacağı, oyunculuklara pür dikkat kesileceğiniz, Hint müzikleriyle havanızı bulacağınız, anlatılmak ve vurgulanmak istenilen konuları kendi içinizde sorgulayarak dinleyeceğiniz türden. Aileyle birlikte izlenebilecek, çocukların da keyifli ve kaliteli zaman geçirecekleri farkındalık dolu birçok filmi var. Her biri üç saatten aşağı sürmeyen filmlerinde zaman kavramını yitirecek, yüreğinizi akışa bırakarak izleyeceksiniz hayatın içinden sahneleri.

“Yarından korku duyarsan bugünü nasıl yaşarsın?”

Benim ilk izlediğim Aamir Khan filmi olan ‘3 İdiots’ (Üç Aptal) filminden hep hatırladığım bu replik, hemen herkesin yaşadığı kaygılardan bahsetmiş. Bize yıllardır öğretilen bir davranış modeli aslında. Hep geleceğe endeksli yaşama modeli. Ailede başlayıp okullarda katlanarak devam eden bir olgu değil mi?  

Eğitim sisteminin köleleştirdiği ve ezberden başka hiçbir şey öğretmediğini fark eden bir öğrencinin sistemi çok zekice sorgulaması ve iki arkadaşıyla birlikte kendi idealleri peşinde koşmalarını anlatan; içinde hem komedi hem de dram barındıran, sorgulatan ve öğreten bir filmdir. Film, eğitim sistemindeki yanlışları ve tıkanıklıkları o kadar iyi anlatıyor ki zamanımıza ayna tutuyor bir nevi. Bir de ailelerin çocukları için seçtikleri meslekler var tabi. Çocuğun yetenekleri ve istekleri, iyi bir kazanç sağlayacak prestijli mesleğe tercih edilmiş durumda. Hala izlemeyen varsa tavsiye ederim.

Büyüyünce ne olacaksın?

Daha küçücük bir çocukken sorarlar: “Büyüyünce ne olacaksın oğlum/kızım?” Ardından doktor, avukat, öğretmen, mühendis, pilot gibi cevapların gelmesi beklenir. Aksi cevaplar kurtarmaz. Anne baba gururlanır beş yaşındaki çocuğu bu mesleklerden birini söylediğinde. Bak görüyor musun bizim kız büyüyünce doktor olacakmış. Bize bakarsın artık, e o zamana biz yaşlanmış oluruz hem. Benim oğlan da avukat olacak. Sonra diyecekler ki filancanın oğlu avukatmış, senin işleri halleder ne de olsa bir hukukunuz var. Tabii bir yandan da anne baba çocuğunun ‘geleceğinin’ garantide olmasını ister. Bazı mesleklerden aşağısı kurtarmaz. Ne de olsa bin bir türlü emekle büyütülüyor çocuk dediğin. Bu düşünceye zaman zaman hepimiz kapılıyoruz. Evet, iyi bir geleceği olsun elbette isteriz ama burada küçük fakat önemli bir noktayı atlıyoruz sanırım. Çocuklarımıza mutluluğu aşılayıp, seçimlerini bu aşının koruyuculuğu altında mutluluklarını sürdürecek şekilde yapmalarını sağlayıcı tarzda yetiştiremiyoruz bu kaygılarla.

Büyüyünce ne olmak istediklerini soran öğretmenine ‘mutlu olmak istediği’ cevabını veren; soruyu anlamadığını iddia eden öğretmeni için “Galiba o cevabı anlamadı.” şeklinde düşünen The Beatles grubu üyesi John Lennon bu durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor.

Aamir Khan Yerdeki Yıldızlar

Her Çocuk Özeldir

Aamir Khan’ın bir başka filmi Taare Zameen Par (Yerdeki Yıldızlar); disleksi bir öğrencinin başarısızlık, yalnızlık ve güvensizlikle dolu yaşamının okula yeni gelen resim öğretmeni sayesinde tamamen değiştiğini konu alan, çocuklara bakış açımızı değiştirecek, yerdeki yıldızları keşfetmemizi ve anlamamızı sağlayacak bir başyapıt. Okula geldiği andan itibaren anlayışlı yaklaşımı sayesinde, içe kapanık Ishaan’ın özgüveninin yerine gelmesini ve yeteneğini keşfetmesini sağlayan, fark yaratan bir öğretmenin dokunuşu oluyor.  Diğerlerinin düşündüğünün aksine onun çok özel bir çocuk olduğunu anlayan bir öğretmen izliyoruz. Öğretmenin çocukla iletişimi sevgi dolu ve sıcacık, çocuğun anlaşılmayı bekleyen bakışlarında kayboluyor insan. Her sahnesi bir ders niteliğinde ve sorgulatıcı, filmin sonunda inanılmaz farkındalıkla kalkıyorsunuz o ekranın başından.

Aslına bakarsanız Ishaan gibi çocukların diğer çocuklardan farkı yoktur. Hatta Einstein, Hawking gibi fikirleriyle dünyada iz bırakan bilim insanları; Tom Cruise, Sylvester Stallone gibi milyonların sevgilisi aktörler tıpkı Ishaan gibi disleksiyle mücadele etmiş ünlülerden yalnızca birkaçıdır.

Başaramayan çocuk yoktur; sadece anlamayan, ilgi göstermeyen aileler ve öğretmenler vardır.

Onların gerçekten anlaşılmaya ihtiyaçları var. Anlaşılıp güçlü bağlar kurulan her çocuk gibi ‘yerdeki yıldızlar’ da içinde var olan potansiyellerini keşfederler. Çok büyük bir hayal dünyaları varken, oradan oraya savrulan koca bir boşluk vardır içlerinde yardım almadan dolmayan. “Sessizlik doldurdu kalbimi, ne acı ne de başka bir his. Terk etti beni tüm duygular, sanki boşluktayım. Her şeyi hissederdin değil mi anne?” Bu cümleden sonra gözlerden süzülen yaşlarla gelen anlam çağrısı kalplere dokunur cinsten.

“Sen güneşin etrafını aydınlatan nehirsin.
Sen bilmez misin akıp giden uçup yükselen hayatı?
Hayatın amacını yerde ara.”

Meb’in Öğretmenlere Tavsiye Ettiği Filmler

Meb’in Öğretmenlere Önerdiği Kitaplar