Zeynep Gök
Zeynep  Gök
hlyy.5252@gmail.com
Hulum …
  • 1
  • 183
  • 27 Şubat 2020 Perşembe
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    3 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Hayatımız boyunca tarttığımız ve biçtiğimiz daha sonrasında onu üzerimize giydiğimiz kalıplar ve kumaşlarla bezeli giysilerimiz vardır. Eğer ki verdiğimiz değerler, değer sınırını aşıyorsa orada bir mantık hatası, duygu noksanlığı, insani makamının üst mertebesi var demektir ve bu mertebede ‘yalnızlık değeriyle’ muhatap olunması kaçınılmazdır. Hayatta çok az insan tipidir ki; karşılıksız iyilik yapsın. Yaptığı iyiliğin dönütünü […]

Hayatımız boyunca tarttığımız ve biçtiğimiz daha sonrasında onu üzerimize giydiğimiz kalıplar ve kumaşlarla bezeli giysilerimiz vardır. Eğer ki verdiğimiz değerler, değer sınırını aşıyorsa orada bir mantık hatası, duygu noksanlığı, insani makamının üst mertebesi var demektir ve bu mertebede ‘yalnızlık değeriyle’ muhatap olunması kaçınılmazdır.

Hayatta çok az insan tipidir ki; karşılıksız iyilik yapsın. Yaptığı iyiliğin dönütünü beklemesin. Değer verip, değerli hissetmeyi ardında bıraksın. Bu çok çok az insan tipidir. Fakat olması gereken bir insan tipi midir?

-İşte burada durup düşünüyorum. İyilik ; yaptığın adrese göre değişken bir dönüt beklentisine uğrar. Kimisinde o dönütü istemez durumda dahi oluruz. Fakat değer dönütü, her ruhu duygudan beslenen insanoğlu için ‘hissetmek’ durumunda olur. Yani verdiğin değerin dönütü hissedildikçe ibresi sonsuz bir sınır çizgisinde seyir eder…

Hayat ince düşüncelerde zarif mutluluklar yaşamak için güzel bir sahne. Zorlamamalı hayatı; olduğu gibi, geldiği gibi, olmadığı gibi; her anıyla buyur etmeli nitekim.

Gelen zorluklarda debelenmek dahi, sonrasında bir ömür ödül niteliği …

Ödül gibi insanlar gelir hayatlarımıza, anne – baba- yaren – dost meclislerinde kahkaha oluverirler. Kimlikleri hangisi olursa olsun yolculuğumuza eşlik ettikleri için minnettar olduklarımız olurlar.

Hayat yolculuğumuzda üç evre vardır.

Hayat yolculuğumuzda üç evre vardır zannımca…

Ben bu evreleri yaşam çizgisinde sığındığım kucaklar ve güç aldığım omuzlar olarak değerlendiriyorum.

1.Evrede doğduğumuz ailemiz yer alıyor. O ailede, o yuvada, onlara armağan olarak yaşıyoruz.

2.Evrede kendi ailemizi kuruyor ve doğduğumuz ailemizle olan yolculuk ayrı yollarda fakat hep kesişen, hiç uzaklaşmayan bir yol olarak seyrine devam ediyor.

3.Evrede ise yaş aldıkça olgunlaşan kendim ve 2.evrede güç aldığım o omuz kalıyoruz.

İşte tam da bu 3. Evrede o omuz için şimdiden iyi düşünmeli. 2. Evresinde olduğumuz hayatımız varsa zira ve o omuz çıktıysa yolumuza, gelen her rampayı- dik yokuşları en hafif halimizle geride bırakmalı. Hala çıkmadıysa da beklemeli ve görmeli. Bazen göremediğimiz ve anlık koşturmalar halinde bulunduğumuz zamanlarda çok değerli ışıklara kör olabiliriz. Ödül olanlar kararmış, imtihan olanlara bakar duruma gelmiş olmakta diğer bir seçenektir.

Hayatımızın yolculuk evinde, bu temel 3. evremiz için, yalnız doğmuş fakat yalnız ölmeyecek insanoğlu için en sağlam omuzlar temennisinde bulunuyorum…

Dilerim tüm evrelerimiz; karşımıza rampalı yollar en aydınlık manzaraları getirsin.

Çabuk tüketiyoruz insanlığı zira…

ZG.

Sosyal Medyada Paylaşın:

1 Yorum

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM