Bugün dedikodu konusunu yazmak istedim pazartesi yazısında ancak yazıyı ben yazmış olucam ama konuyu Sokrates anlatmış olacak. Çünkü söyledikleri hepimize ders niteliğinde. Her neyse; Sokrates bir gün yolda yürürken, yolda karşılaştığı bir arkadaşı onu durdurur ve “Arkadaşın hakkında ne duydum biliyor musun?” der. Sokrates, 1 dakika bekle, bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir […]
Bugün dedikodu konusunu yazmak istedim pazartesi yazısında ancak yazıyı ben yazmış olucam ama konuyu Sokrates anlatmış olacak. Çünkü söyledikleri hepimize ders niteliğinde. Her neyse; Sokrates bir gün yolda yürürken, yolda karşılaştığı bir arkadaşı onu durdurur ve “Arkadaşın hakkında ne duydum biliyor musun?” der. Sokrates, 1 dakika bekle, bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum, bu testin adı “Üç Filtre Testi” der
Ve 1. filtre yani “Gerçek Filtresinde” şu soruyu sorar arkadaşına: “Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?” Hayır der arkadaşı, aslında bunu sadece duydum!
Sokrates; “Öyleyse sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun!” der. Ardından da 2. yani “İyilik Filtre”sine geçerler ve sorar yine Sokrates; “arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”
“Hayır der adam, tam tersi kötü bir şey”
Hımmm der Sokrates en filozof haliyle 🙂 “onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin; fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı der ve 3. filtreyi, yani; “Yararlılık Filtresi”ni sorar bu defa ve son soru gelir: “Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?” der.
Adam “hayır, gerçekten değil” der, Sokrates ise yapıştırır cevabı; “Eğer bana söyleyeceğin şey DOĞRU değilse, İYİ değilse ve İŞE YARAR, FAYDALI BİR ŞEY DEĞİLSE bana niye söyleyesin ki?”
Dersimiz özetle bu.
Sever bazıları dedikoduyu.
Onlara sözüm ise Levent Yüksel’in bir şarkısında söylediği; “ya o Mualla’yı sandala atıp, ruhumda hicranını söyletme hikayesini” herkese anlatma ihtimalinde bu “üç filtre testi”ni anımsamaları, zira faydası yok dedikodunun hiç kimseye, bunlarla uğraşacağına o anlarda kendine fayda sağlayacak bir şey üretsene, zaman kısa bak, dedikodu ile zamanını boşa tüketme!
Hem NiL’in de dediği gibi; dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma.
Hayatın mizah anlayışı böyle…! Hayat böyle işte…! Öyle değil mi siz ne dersiniz?
Caanım Sokrates?Ve caanım Dinçel?İkinizin de yüreğine,kalemine sağlık.Iste bu kadar net o çook sevilen gıybetin hammaddeleri…