İnsanın Oluşumu ve İnsan Olunuşu, yüzyıllar öncesine dayanan açıklamalar neler? İnsanın Oluşum Aşamaları? Hz. Muhammed İnsanı Nasıl Anlatıyor?

Şu an tıbbın söylediğini anne karnında bebek oluşumunun üç evrede olduğunu Peygamber Efendimiz (sav) bundan 1400 yıl önce bakın nasıl ifade etmiş; “Sizden birisinin yaratılış maddesi annesinin karnında kırk günde tamamlanır. Sonra yaratılış maddesi yine bu şekilde bu kırk günlük müddet içerisinde kan pıhtısı halini alır. Sonra yine bu şekilde bir çiğnem et haline gelir. Bu kırkar günlük üç merhaleden sonra dördüncü merhalede bir melek gönderilir. Bu melek ona ruh üfler. Melek, dört kelimeyle; rızkını, ecelini, amelini, kötü biri mi yoksa iyi biri mi olacağını yazmakla emrolunur.

İnsanın Oluşumu ve Aşamaları

NUTFE: Meninin yumurta ile bir araya gelişinden sonra ceninin geçirdiği ilk aşamadır. Nutfe, aslı itibari ile ‘saf su’ demektir. Süresi 40 gündür.
ALAKA: Ceninin geçirdiği ikinci aşamadır. Alaka; katılaşmış, pıhtılaşmış donuk kan demektir. Süresi 40 gündür.
MUĞDA: Bu da ceninin geçirdiği üçüncü evredir. Muğda ise bir et parçası demektir. Bir çiğnemlik et anlamındadır. Yine bununda süresi 40 gündür.

Ruhun üflenmesi ise bu üç evrenin sonunda gerçekleşir. Yüz yirmi günü tamamladıktan sonradır. Bununla ilgili Resurullah (sav) şöyle buyurmaktadır ‘’sonra o ‘na bir melek gönderilir, o da ona ruh üfler’’
Gerçek şu ki çevrendeki herkes seni var olduğun için sevdi, ama yaradan seni sevdiği için var etti. Şunu bir bilelim. Bu idrakte olmak insanlıktır.

BEŞERDİR ŞAŞAR

Hepimizin çevresinde farklı karakterlerde ve kişiliklerde insanlar vardır. Asıl soru şu; çevremizdeki bu kalabalıkta ne kadar ‘’İNSAN’’ var. Aslen hepimiz beşer olarak yaratıldık ve insan olmak için çaba sarf ediyoruz. ‘’beşerdir şaşar’’ sözü de buradan çıkmıştır. İnsan olabilmek bir mertebedir.

Beşerdir şaşar insan olmak zor. İnsan olmak aslında kendini bilmekten geçiyor.

Kimileri bu mertebeye ulaşmak için çaba gösterir. Kimileri ise aslında beşerdir fakat insan olduğunu zannederek hayatını daim ettirir. En acısı da, kendini hiç tanıyamadan hayatı sonlanıverir.

Tam bu noktada Hz.Ali ‘nin bir sözü aklıma geliyor. İnsanlık bir nimettir, herkese nasip olmaz.
Bana göre insan olmak kaliteli olmaktır. Çünkü insan değerlidir. Kendi değerini kendisi bilmezse başkalarından beklemesin zaten. Bunun için bahaneler yaratmak at gözlüğü takmaktır. Zaten kalite insanın ruhunda olmalı. Hayat şartlarında yada yaşam koşullarında değil. Görmek gerek.

ŞİMDİ ÇEVREMİZDEKİ İNSANLARIN BİRLİKTE ANALİZİNİ BİR YAPALIM;

İnsanları, yaşlı, genç, zengin, fakir, çirkin, güzel, siyah, beyaz diye birçok sınıfa ayıranları da anlamıyorum. Halbuki insanlar sadece ikiye ayrılır. İyiler ve kötüler.

GRUP:1

Yaşantımız boyunca karşımıza kaliteli insanların denk gelmesi. Nerde nasıl davranmasını ve konuşmasını bilen. Söz verdiğinde o sözün kıymetini yitirmeyen. Size değer verip, hayatınızda varlığını belli ettiren insanlar.

GRUP:2

Seni sen olduğun için değil. seni sevmenin onlara ne kadar yakıştığı için, iyi geldiğin için, yani kendileri için seven. Kendini seninle ödüllendiren, seni sevmiş olup aslında öyle görünüp, kendini seven insanlar.
Şimdi herkesi kafanda derecelendir.

Büyük ihtimalle şu kanıya varacaksın; keşke bazılarıyla daha geç, bazılarıyla daha erken, bazılarıyla da hiç tanışmamış olsaydım. Ama hayat tüm bunların toplamı değil mi? Hayat, yaşadığımız tecrübelerden ibaret değil mi? Zaten.

Hz.Muhammed “İnsanın Oluşumu”nu Nasıl Anlatıyor?

Hazreti Enes (ra) anlatıyor:“Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını buldu. Melekler dağların şiddetine hayrette kaldılar.

“Ey Rabbimiz, dağlardan daha şiddetli bir mahlûk yarattın mı?” dediler. Hak Teâlâ “Evet, buyurdu. Demiri yarattım.”
“Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teâlâ: “Evet! Dedi. Ateşi yarattım.”

“Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teâlâ:”Evet, dedi, suyu yarattım! ”

“Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” dediler. Hak Teâlâ tekrar cevap verdi: “Evet, rüzgârı yarattım.”

“Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?” diye yine sordular. Hak Teâlâ:”Evet dedi insanoğlunu yarattım” ve devam etti: “Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir).”

Bir olan Allah’ın, birlik olan kulları olmak ve dünyayı saran “Kalkan” ı fark etmek dileğiyle…