Ufak Şeyleri Dert Etmeyin
5

1998 yılında çıkan bir kitap vardı, üst başlığı “Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” alt başlığı ise “Hepsi de Ufak Şeylerdir” idi. Fırtına gibi esmişti o yıllarda.

İlk okuyanlardanım “Alaaddin’in Sihirli Lambası” sandığım o kitabı.
Çünkü sanıyordum ki ben kitabı bitirince artık ufak şeyleri dert etmeyeceğim ya da dert ettiğim şeyler ufala ufala yok olacaktı.
Kitabı okuduktan sonra, son 20 yılıma baktığımda ona söyleyecek tek sözüm var, o da; “ufak at da civcivler de yesin bay palavra!”

Çünkü gerçekte kitabın söylediklerine değilde, kendi farkındalığıma ermem için bi 20 yılı devirmem gerekiyormuş, hiçbir şey bana sihirli değnek gibi değmediği gibi evrilmem için onca yoldan geçmem gerekiyormuş.
Bulmaca gibi geçen bu yolculukta, insanlarla ilgili kısımda, benim ilk aydınlanmamı Charles Bukowski sağladı, bilirsiniz işte; “insanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek ömrümü 10 yıl uzattım” dedi.
Allah razı olsun ondan; sen 10 yıl uzattın, ben 100 yıl uzattım Bukowski :)
Çünkü hakikaten Sartre ‘nin de dediği gibi; “başkaları cehennemdir” ve ben bugünkü pazartesi yazısında bulduğum bir yöntemle size yeryüzü cennetinin kısa yolunu göstereceğim bir anahtar gibi.

Gerçek şu ki hepimiz bir şeyleri kafaya takarız ama burada ki doğru soru şu olmalıdır kanımca;

Neyi kafaya takmayı SE-Çİ-YO-RUZ!

Kendi yolculuğumda, ben bu soruyu bulduğumda her şey kendiliğinden çözüldü sanki.
Başıma gelen herbir şey de kendimle röportaj yapıyorum.
Bu gerçekten kafaya takmaya değer mi?
Az önce olan şeye neden bu kadar öfkelendin ya da üzüldün ki?
Kendini bitkin ya da yetersiz mi hissettin? gibi sorular ile beni üzebilecek şeylerde duygularımın kökenindeki “anlamı” bulmuş oluyorum.

Anlamı bulmanın bana ve hepimize kazandıracağı yeti ise şu; kendi değer yargılarımızı “doğru ölçme biçimi” edinmiş olmak, çünkü bu sayede aslında NEYE ÜZÜLMEYECEĞİNİ bulmuş hatta SEÇMİŞ oluyorsun.
Neye üzülmeyeceğini seçtiğinde ise “artık üzülmeyeceğin” bir sürü şeyin oluyor :) Yani tersinden okursak eğer, üzüldüğün pek çok şey eleğinden un gibi elenmiş oluyor.

Ufak Şeyleri Dert Etmeyin

Bu elekte tek faktör sen’sin, eleyeceklerini “SEÇMEKLE” öz farkındalığın yükseliyor, anahtar da zaten bu; “FARK ETMEK” ve ancak böylece ARINMIŞ  oluyorsun ve yoluna devam edebiliyorsun.

Denemeye değer bulursanız mutlu olurum, zira eleğinizden elediklerinizle tüy gibi hafif olursunuz.

Hayat insanlara kimlikler ve bu kimliklere bazen elbiseler diker. Benim de vardı böyle bir elbisem, birgün onu çıkarmaya karar verdim, onu çıkardığımda kendimi bir portakal gibi soydum, soydukça kabuklarımı, yeni bir BEN ile buluştum. Bir çocuk oyunu gibiydim sanki, portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir GER-ÇEK uydurdum, duma dum dum misali. İşte o kendime ayma anımda yeni kimliklerimle buluştum; Eğitmen. Profesyonel Koç. Ve acemi bir Yazar. Her şeyin acemiliğini seviyorum zira ben, Turgut Uyar'ın dediği gibi; "belki de asıl Ustalık budur, her zaman Acemi olmayı bilmek" Bunu unutmazsam/bunu unutmazsak daha daha daha elbiseler dikeriz kendimize, bedenimize ve tin'imize. Belki de YAŞAMAK budur. Selam olsun herkese.

Yazarın Profili
İlginizi Çekebilir
kirik-kalp

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

Yorumlar (5)

  1. 31 Aralık 2019

    Ne güzel bir yazı, düşünecek o kadar çok şey var ki…Teşekkür ederiz.

  2. 31 Aralık 2019

    Dusunecegimiz seyin ne olmasi gerektigine karar verebilmemiz ve bunu uygulamaya gecirebilmemiz …
    Ahhhh bu ne buyuk bir uyanıs …
    Uyanalım hep birlikte insaAllah

  3. sihirli değneği keşfettim 2019 da :) umarım 2020 de tam tamına çözebilirim :) Yüreğine sağlık Dinçelim

  4. Evet hiç bir şey bir anda olmuyor dediğiniz gibi sihirli değnek ise zaten yok o yüzden neyi okursanız okuyun bir anda herşey yoluna girmeyecektir ama çaba göstermek güzel tabi ki de keşke yıllar geçmese birşeyleri anlamak için ama olmuyor yaşanmışlık gerekiyor bilgi tecrübe gerekiyor. Neyse başınızı şişirmeyim kaleminize sağlık

  5. Ömrün uzadıkça uzasın aşkla ve bol bol kalemlerinle…

Bir cevap yazın