Dinçel Laçin
Dinçel  Laçin
dincellacin@hotmail.com
Ufak Şeyleri Dert Etmeyin
  • 5
  • 156
  • 30 Aralık 2019 Pazartesi
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    3 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 4,67.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

1998 yılında çıkan bir kitap vardı, üst başlığı “Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” alt başlığı ise “Hepsi de Ufak Şeylerdir” idi. Fırtına gibi esmişti o yıllarda. İlk okuyanlardanım “Alaaddin’in Sihirli Lambası” sandığım o kitabı.Çünkü sanıyordum ki ben kitabı bitirince artık ufak şeyleri dert etmeyeceğim ya da dert ettiğim şeyler ufala ufala yok olacaktı.Kitabı okuduktan sonra, son […]

1998 yılında çıkan bir kitap vardı, üst başlığı “Ufak Şeyleri Dert Etmeyin” alt başlığı ise “Hepsi de Ufak Şeylerdir” idi. Fırtına gibi esmişti o yıllarda.

İlk okuyanlardanım “Alaaddin’in Sihirli Lambası” sandığım o kitabı.
Çünkü sanıyordum ki ben kitabı bitirince artık ufak şeyleri dert etmeyeceğim ya da dert ettiğim şeyler ufala ufala yok olacaktı.
Kitabı okuduktan sonra, son 20 yılıma baktığımda ona söyleyecek tek sözüm var, o da; “ufak at da civcivler de yesin bay palavra!”

Çünkü gerçekte kitabın söylediklerine değilde, kendi farkındalığıma ermem için bi 20 yılı devirmem gerekiyormuş, hiçbir şey bana sihirli değnek gibi değmediği gibi evrilmem için onca yoldan geçmem gerekiyormuş.
Bulmaca gibi geçen bu yolculukta, insanlarla ilgili kısımda, benim ilk aydınlanmamı Charles Bukowski sağladı, bilirsiniz işte; “insanların hakkımda ne düşündüğünü önemsemeyerek ömrümü 10 yıl uzattım” dedi.
Allah razı olsun ondan; sen 10 yıl uzattın, ben 100 yıl uzattım Bukowski 🙂
Çünkü hakikaten Sartre ‘nin de dediği gibi; “başkaları cehennemdir” ve ben bugünkü pazartesi yazısında bulduğum bir yöntemle size yeryüzü cennetinin kısa yolunu göstereceğim bir anahtar gibi.

Gerçek şu ki hepimiz bir şeyleri kafaya takarız ama burada ki doğru soru şu olmalıdır kanımca;

Neyi kafaya takmayı SE-Çİ-YO-RUZ!

Kendi yolculuğumda, ben bu soruyu bulduğumda her şey kendiliğinden çözüldü sanki.
Başıma gelen herbir şey de kendimle röportaj yapıyorum.
Bu gerçekten kafaya takmaya değer mi?
Az önce olan şeye neden bu kadar öfkelendin ya da üzüldün ki?
Kendini bitkin ya da yetersiz mi hissettin? gibi sorular ile beni üzebilecek şeylerde duygularımın kökenindeki “anlamı” bulmuş oluyorum.

Anlamı bulmanın bana ve hepimize kazandıracağı yeti ise şu; kendi değer yargılarımızı “doğru ölçme biçimi” edinmiş olmak, çünkü bu sayede aslında NEYE ÜZÜLMEYECEĞİNİ bulmuş hatta SEÇMİŞ oluyorsun.
Neye üzülmeyeceğini seçtiğinde ise “artık üzülmeyeceğin” bir sürü şeyin oluyor 🙂 Yani tersinden okursak eğer, üzüldüğün pek çok şey eleğinden un gibi elenmiş oluyor.

Ufak Şeyleri Dert Etmeyin

Bu elekte tek faktör sen’sin, eleyeceklerini “SEÇMEKLE” öz farkındalığın yükseliyor, anahtar da zaten bu; “FARK ETMEK” ve ancak böylece ARINMIŞ  oluyorsun ve yoluna devam edebiliyorsun.

Denemeye değer bulursanız mutlu olurum, zira eleğinizden elediklerinizle tüy gibi hafif olursunuz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

5 yorum

  1. Dusunecegimiz seyin ne olmasi gerektigine karar verebilmemiz ve bunu uygulamaya gecirebilmemiz …
    Ahhhh bu ne buyuk bir uyanıs …
    Uyanalım hep birlikte insaAllah

  2. Evet hiç bir şey bir anda olmuyor dediğiniz gibi sihirli değnek ise zaten yok o yüzden neyi okursanız okuyun bir anda herşey yoluna girmeyecektir ama çaba göstermek güzel tabi ki de keşke yıllar geçmese birşeyleri anlamak için ama olmuyor yaşanmışlık gerekiyor bilgi tecrübe gerekiyor. Neyse başınızı şişirmeyim kaleminize sağlık

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM