Melda ÇÜÇEN
Melda  ÇÜÇEN
melda.cucen@hotmail.com
Çocukluktan İnsanlığa, Tohumdan Ağaca 3
  • 0
  • 136
  • 06 Aralık 2019 Cuma
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    1 Kişi oy verdi
    Ortalama puan: 5,00.
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Çocukluktan İnsanlığa, Tohumdan Ağaca 3 yazı dizisinin ilk ikisini okumayı unutmayın. Hayatı başkasından dinlemek yerine yaşaya yaşaya keşfetmek gibisi yok. Tali yollara, çıkmaz sokaklara sapa sapa insan doğru yolu keşfediyor elbet. Çok anlamlı bir söz var: ‘Deneyimin bekaretini bozmak, bir insana yapılacak en kötü şey!’ Bir insanın, bir çocuğun kendi gelişiminin heyecanına şahit olmasını düşünsenize. […]

Çocukluktan İnsanlığa, Tohumdan Ağaca 3 yazı dizisinin ilk ikisini okumayı unutmayın.

Hayatı başkasından dinlemek yerine yaşaya yaşaya keşfetmek gibisi yok. Tali yollara, çıkmaz sokaklara sapa sapa insan doğru yolu keşfediyor elbet. Çok anlamlı bir söz var: ‘Deneyimin bekaretini bozmak, bir insana yapılacak en kötü şey!’ Bir insanın, bir çocuğun kendi gelişiminin heyecanına şahit olmasını düşünsenize. Deneyimden kaçıp hata yapmamaya çabalayarak mükemmel mi oluyoruz sanki,

Önemli olan hata yapmamak değil; aynı hatayı tekrarlamamak değil mi?

Bir örnek vermek istiyorum sevgili Doğan Hoca’nın bir anısı üzerinden. Ben de bu hikayedeki hatayı pek çok kere yaptığımı hatırlıyorum. Bir çocuğa yardım ediyorum sanırken bakın o çocuğun zaferini nasıl çalıyormuşum!

”Bir gün ofise gittiğimde, halının üstünde emekleyen bir oğlan çocuğu gördüm. İş arkadaşım oğlunu getirmişti. Herkes kendi işini yapıyordu. Odada oldukça alçak meşin bir koltuk vardı. Fark ettiğimde, çocuk ona çıkmaya çalışıyordu. Bir bacağını atıyor, tutunuyor ama bir türlü koltuğa çıkamıyordu. Çocuk bunu dört beş kez denedi. Baba bir yandan çalışırken bir yandan göz ucuyla oğlunu takip ediyordu. Çocuk yine deneyip çıkamayınca yerimden kalktım, çocuğun koltuk altlarından tuttum, ‘Hoppa!’ dedim ve onu meşin koltuğun üstüne bıraktım. Çocuk hiç beklemiyordu, önce şaşaladı, sonra koltuğun üstünde öyle kalakaldı. -O zaman bilmiyordum, ama şimdi biliyorum, benim anlam çerçevem içinde o çocuk benim yeğenimdi, ben de onun amcası.

Yeğenim koltuğa çıkmaya çalışıyordu ve babası bir şey yapmaya pek niyetli değildi o halde amcası olarak yardım etmek bana düşerdi.- Vazifesini yapmış bir amcanın mutluluğu içinde gülümseyerek babasına baktım. Babası ‘Neden yaptın?’ diye sordu. Vazifesini yapmış bir amcanın rahatlığı içinde, ‘Çıkmaya çalışıyordu.’ dedim. Baba ‘Ben de biliyordum çıkmaya çalıştığını, sen niye yaptın?’ diye üsteledi. Şaşırdım, iyilik yaramıyor insanlara diye düşündüm. Sonra sordu, ‘Sen ne yaptığının farkında mısın?’ İçimden sinirlendim. Ne yaptığının farkında olmayacak bir insan değildim. ‘Bak’ dedi, ‘çocuk koltuğa çıkacağına inanıyordu.

Belki yarım saat, belki bir saat uğraşacaktı ama eninde sonunda çıkacaktı. Çıkınca dönüp bana bakacaktı. Ben de ona ,çıktın, diyecektim. Sonra inecekti,yine uğraşacaktı, bir saatte çıktığını belki yirmi dakikada çıkacaktı.Bugün bütün gün onunla uğraşacaktı ve belki de beş dakikada çıkar hale gelecekti. Bu onun bugünkü zaferi olacaktı. Sen onun zaferini çaldın!‘ Öylece bakakaldım. Bu hayatımda hiç unutmayacağım bir ders olmuştu bana.”

Bırakalım, çocuklar kendi gelişimlerinin heyecanını yaşasınlar.

Hem biliyor musunuz bu hepimiz için geçerli, hayatta yavaş yavaş bir ilerleme kat ettiğimizde beyin dopamin salgılıyor. Yani bu ilerleme keyif duygusunu yaşatıyor bizlere.

Baskılamadan, doğru rehber olarak tanıklık edebilmek çok önemli, su yolunu bulur da gerisini Hay’at zaten halleder.

‘Çocukluktan İnsanlığa, Tohumdan Ağaca 3’ ve yazı dizisinin sonu. Sev’giyle…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM