Çiçeklere günaydın desek

Uzun çarşının ortasındaki çicekci kız çicek gibi kokar
Az ötesi baharat ve bakır
Ömrün dokunduğu o sokak
Ömür kokar
Bir aktar, sevda satar akşamdan kalma birazcık umutla
Yürünür o sokağın ıslak ve küçük kaldırımlarında
Şimdi dur orda, sen biraz dur orda, kim sevgili
Kırk yıl geçti de, hiç bir sevgi satın alınamadı, antikacı şükrü bey den
Ve eski püskü bir kum saati duruyor, gözleri buğulu vitrinde
Neden unutuldu kum saati
Neden unutuldu zaman
Kum saati tiktaka hasretti
Özlem kavuşmaya hasretti
Yine, kafaları çekmiş iki heykelcik, zorduran tahta masanın üstünde
Şükrü bey’in sakallarından süzülüp düşen iki damla ter
Kafaları çekmeye yeter
Bir kışın, buruk hüznü yatıyor ıslanmış toprakta
Ne güzel olur sabah erken kalksak, çiceklere günaydın desek, ne güzel olur
İyi olur elbette
Bir kadın, çamaşırları toplar boğaz manzaralı ipten
Bir martı, çamaşırlara pisler boğazın asiliğinde
Bir kadın, boğazı toplar istanbul’un eşsiz görünümünde
Bir kadın, galata ya çıkar yalnız başına
Bir kadın, ölümü izler ömrünün son basamağında
Ne zaman unutuldu bunlar
Eski bizans sokaklarında ağlayan kadın ne zaman unutuldu
Unutuldu çoktan
Ve işte böyle bir sonuç, unutuldu çoktan.

Çiçeklere Günaydın Desek – Çiçek şiiri- şiirler

Özgürlüğün Hayalindeyim okumak için tıklayınız

Özgürlüğün Hayalindeyim

Sesi kısık bir şarkının, ilk satırında buldum özgürlüğü
Ufukta, uçurtmaların güneşle yarışmasının hayalindeyim şimdi
Silahların değil,
Kalemlerin çekildiği bir coğrafyanın hayalinde…….. devamı için tıklayınız