Yeniliklerden ilk siz haberdar olun.
Bildirimlere izin vererek sitemizdeki en yeni gelişmelerden ilk siz haberdar olun.
Bildirimlere izin vererek sitemizdeki en yeni gelişmelerden ilk siz haberdar olun.
Gelişmelerden uzak kalmayın
Bardağın ağırlığı ne kadar? Bir üniversitede ders veren bir profesör bir gün derse girerken çantasından bir bardak çıkardı. O günün ders konusu ” Stres yönetimi ve kişisel potansiyeli arttırmak ” ile ilgiliydi. Öğrenciler ‘ bardağın yarısı dolu veya yarısı boş mu ‘ klasik olan soruyu bekliyorlardı. Ancak hocaları onlara bardağın ne kadar ağır olduğunu sordu. […]
Bir üniversitede ders veren bir profesör bir gün derse girerken çantasından bir bardak çıkardı. O günün ders konusu ” Stres yönetimi ve kişisel potansiyeli arttırmak ” ile ilgiliydi.
Öğrenciler ‘ bardağın yarısı dolu veya yarısı boş mu ‘ klasik olan soruyu bekliyorlardı. Ancak hocaları onlara bardağın ne kadar ağır olduğunu sordu.
Öğrencilerin tahminleri 150 ile 280 gram arasında değişmektedi.
Profesör bunun üzerine, bardağın gerçek ağırlığın çok önemli olmadığını söyledi. Önemli olan, bu bardağı ne kadar uzun bir süre ellerinde tutacaklarıdır, diye açıklamada bulundu.
Eğer iki dakikalığına tutarsanız, mesele yok. Ancak onu bir, iki, üç gün, hatta haftalarca veya aylarca tutmaya kalkışırsanız o başlangıçta çok hafif olan bardak, zamanla ağır ve çekilmez bir yük olmaya başlar.
Onun yerine, kendinize vereceğiniz en güzel hediye, bu bardağı masaya koymaya karar verip, içindeki sorunlara bakmak ve onların farkına varmaktır. Sonra da bu sorun ve engellerle tek tek yüzleşip, onları çözmektir.
Bu bardağın içinden hep hoşunuza gidecek meseleler çıkmayacaktır, çıkanların bazılarını çözmek de acı verecektir.
Ama değer, inanın ki değer.
Eski bardakları taşıma alışkanlığı ne kadar kolaysa da, onları gerçekten boşaltmak ve temizlemek, ömrünüze kat kat değer katar, sizi kuş gibi hafifletir ve hayatınızı derinden, dolu dolu yaşamaya fırsat verir…
Değerli profesörün dersi burada bitmişti, ancak öğrencilerin dersleri daha yeni başlamıştı…
Biriken sorunlar zamanla stres olarak karşımıza çıkıyor. Bunları kabul etsek de etmesek de bu yükü taşımaktan çok hoşlandığımız söylenemez. Alışkanlıkları değiştirmek, hayatınızdaki her şeyi bir anda değiştirmek size çok cazip bir fikir gibi gelebilir. Kendi kendinize “Bu hafta sigarayı, küfretmeyi ve gece geç saatlere kadar oturmayı bırakacağım; spor yapmaya, sağlıklı beslenmeye ve annemleri daha sık aramaya başlayacağım” diyor olabilirsiniz. Ama tüm hedeflere aynı anda ulaşmaya çalışmak başarısızlığa davetiye çıkarmaktır! Bu nedenle gerçekçi olmakta fayda var. Nelerin daha önemli olduğunu sıraya sokarak bunu başarabilirsiniz.
Öz disiplini olan kişi sınırlarını bilen gerçekçi biridir. Zamanının, enerjisinin ve olanaklarının sınırlı olduğunun farkındadır. Dolayısıyla her şeyi bir anda değiştirmeye çalışmaktansa yavaş yavaş ilerler.
Stres ve endişelerinizi bırakmayı hatırlamanız önemlidir. Gün boyunca ne olursa olsun, olabildiğince erken, tüm yüklerinizi azaltın. Onları gece boyunca ve ertesi gün kendinizle birlikte taşımayın. Dünün stresinin ağırlığını hala hissediyorsanız, bardağı bırakmanın tam zamanı.
Loading...
Denildiği üzere o ağırlıklar giderek altından kalkılmaz yüklere dönüyor. Ben kendimi tüm yüklerden arındırmak adına sürekli yenileme yapıyorum, yapmanın gerektiğini biliyorum teşekkürler
Erhan bey aynen yenilemeden olmuyor yenilenmek aslında zor değil değil ama insanlar maalesef atalet içinde
Ben profesör arkadaşa katılıyorum şöyle bir örnekte ben vereyim arabanızda bir sıkıntı var ama siz bir şey olmaz ufak bir şey belki kendiliğinden düzelir gibi düşünüyoruz ufak sıkıntılar yarın daha büyük sıkıntılar ve kayıplarla karşımıza çıkıyor o yüzden çözümlenmesi gereken sorunlardan kaçmak yerine biran önce çözüp bedeli de neyse ödeyip kurtulmalıyız ki yarın bir gün daha büyük bedeller ödemeyelim. Bu güzel yazıyı bizlerle paylaşan Ahu hocama da saygılarımı sunuyorum kaleminize sağlık
çok güzel bir örnek engin bey bunu çok beğendim teşekkürler
İnsanlar sürekli nefret ve duygularıyla hareket ettikleri için zaten bu durumdalar. O yüzden bazen duygularımızla değil mantığımızla hareket etmeliyiz Bu yazılan yazılar da zaten bizim kendimizi bulmamız için yazılıyor. Hatalarımızdan vazgeçmek için…
Duygularımız mantığımızın önüne geçmese dediğiniz gibi kendimizi bulacağız 🙂
Tabiki bu kadar kolay değil hicbir sey sihirli degnekle birden degisemez onemli olan bunun farkina varabilmek ve adim atmaktir. Patates degiliz ama aklimiz ve irademizi kontrol edebiliyoruz. Guzel yorum icin tesekkurler farkli bakuslar bizi bizi bir adim ileriye taşır:)
Kişinin nefret duygusunun yönetimiyle de ilgili benzer bir çalışma yapılmış, bir çuvala her nefret edilen kişi için bir patates konularak, nefret hissi taşımanın kişinin patates dolu çuvalla gezmesine benzetilmişti. Böyle bir şey yok. Kişinin duygulanımını oluşturan mekanizma “tut-bırak” kadar basit bir yönergeyle kontrol edilemeyecek kadar karmaşıktır.