radmin
radmin
rdmnportal@gmail.com
Mutluluk Da Sınırda
  • 4
  • 188
  • 13 Şubat 2023 Pazartesi
  • 1 Yıldız2 Yıldız3 Yıldız4 Yıldız5 Yıldız
    Bu yazıya oy vermek ister misiniz?
    Loading...
  • +
  • -

Mutluluk da sınırda… Sabah enerjisi, taze sıkılmış portakal suları ve bir parça da neşeli Kayahan şarkısı… Hepsi onun için mutluluğun habercisiydi ya da iyi hissettiği için öyle düşünüyordu. Perdelerin sonuna kadar açılması ile güneş, kırık beyaz duvara yansıdı. Böyle iyi hissettiği zamanlarda nefes almak bile onun için daha farklıydı. Gülümsedi Bütün olumsuzlukları kafasından atmış, bugününü […]

Mutluluk da sınırda… Sabah enerjisi, taze sıkılmış portakal suları ve bir parça da neşeli Kayahan şarkısı… Hepsi onun için mutluluğun habercisiydi ya da iyi hissettiği için öyle düşünüyordu. Perdelerin sonuna kadar açılması ile güneş, kırık beyaz duvara yansıdı. Böyle iyi hissettiği zamanlarda nefes almak bile onun için daha farklıydı.

Gülümsedi

Bütün olumsuzlukları kafasından atmış, bugününü kendine ‘arınma günü’ olarak ilan etmişti. Aynaya baktığında hiç olmadığı kadar dişlerini göstererek gülümsedi. Bu olağan dışı mutluluğun sebebini günün güzel başlamasına yoruyordu ve camdan dışarıyı seyretmeye başladı. Herkes bir yere gitme telaşında, yüzlerde tebessüme dair herhangi bir iz bile yok!
Mutluluk da sınırda …

Kendi de şimdi dışarıda olsa, insanların bu negatif enerjisi ona da geçecekti. Emindi. Kitaplığına doğru yürüdü. Yürürken de kendini tutamıyor, kollarıyla dans hareketleri yapıyordu. Edip Cansever’in ‘Adsız Bir Çiçek’ şiiri ona hep huzur verirdi. Bugüne özel bir kez daha okumak istedi:

Sevdanın Kendine Özgü Dili

‘Rengini dünyaya ilk defa sunan
Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
Sevgilim
Bana ‘sen bir şairsin’ dediğin zaman.

Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
İstersen bir şiir gibi okuma
Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
Soğuklar başlayınca havalanıp
Millerce yol katettikten sonra
Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

Ve yazmış olacağım bir de
Her dönemde her çağda
Sevdanın kendine özgü diliyle.’

Şimdi gözleri parlıyordu. İlk sevdiği adamı hatırladı. İlk heyecan, ilk telaş hepsi çok özel duygulardı. O zamanlara dönecek olsa, aynı hisleri yeniden yaşamak isterdi. Çünkü acı bile o zaman çekilesi bir hâl alırdı. Derin bir nefes aldı ve şimdiyi düşünme zamanı gelmişti.

Yapılacak yığınla işi masasında onu bekliyordu. Hayat mücadelesi mutlu anları bile doya doya yaşamayı bölebilecek güçte her zaman…
Mutluluk da sınırdaydı. Tatlı bir iç çekintisi ile masanın önünde durdu. Dosyalar, etrafa yayılmış kalemler, kahvesi içilmiş bir fincan hepsi yerli yerindeydi. Şimdi karar verme zamanı! Mutlulukta sınır da şimdi ya bütün işlerini boş verip günün keyfini çıkaracaktı ya da kendini boğucu bir ortama hazırlayacaktı.

İnce ve uzun parmaklarından birini gamzesinin üstüne koydu ve karar vermeye çalıştı. Ne zaman karar vermesi gerekse parmağı hep gamzesine gidiyordu. Tatlı bir alışkanlık olsa gerek. Sandalyesine oturdu ve dosyaları teker teker önüne almaya başladı. İçinden, mutlu halinin çalışmayla bölünmemesi için dua etti. Mutluluk da sınırda işte. Müziğin sesini açtı ve ilk dosyayı okumaya koyuldu.

Hasta kanserin son evresindeydi. Mutluluk anı buraya kadardı demek. Açtığı müziğin sesini kısıp dosyayı incelemeye devam etti ve yüzündeki tebessüm kayboldu. Gözlerine ciddiyet çoktan oturmuştu.
Mutluluk da sınırda…

Dilara İNAK

Sosyal Medyada Paylaşın:

4 yorum

  1. Güzel bir öykü. Gerçekten de gönlümüzce mutlu bile olamıyoruz. Çok teşekkürler.

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM